17 Mart olaylarına hep insani yönden baktık, oysa olayın bir de ekonomik yönü var; Fenerbahçe Futbol A.Ş. ticari bir kuruluş ve futbol da bu kuruluşun kâr etmeyi amaçladığı ekonomik bir faaliyet.
Futbolculara ödenen bonservis bedelleri de Fenerbahçe Futbol A.Ş.’nin sermayesidir. O gün sahada tam 201 milyon euro yani 7 milyar TL vardı.
Önce Galatasaray resmi siteden yaptığı Göksenin Köksal paylaşımı ve hiç ilgisi yokken Fenerbahçe’nin Trabzon’da hakem kararları ile kazanacağını söyleyerek ortamı gerdi.
Sonra sosyal medyada artık eleştiri ve hukuk sınırlarını çoktan aşan Galatasaray işaretli hesaplar müthiş bir tahrik kampanyası başlattı, bunu Trabzon işaretli hesaplar takip etti.
Maç başladığında ve bittiğinde ise olanlar malum.
Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) görevi küçük yatırımcıyı korumaktır. O gün Trabzon da olayları tahrik eden Galatasaray yönetimi, futbolcuları korumak için gerekli önlemleri almayan TFF, Trabzonspor ve sahaya giren herkes aynı zamanda ekonomik suç işlemiştir. SPK tarafından haklarında suç duyurusunuda bulunulması gerekir ama bunun olmayacağını biliyoruz çünkü mağdur Fenerbahçe olunca suçlu olmaz.
Bu durumda Fenerbahçe hissesi olan herkes, başta Fenerbahçe Spor Kulübü, Galatasaray, Trabzonspor ve TFF aleyhine dava açabilir ve tazminat talep edebilir.
Fenerbahçe ligden çekilmelidir ama bu asla teslimiyetçi bir çekilme olmamalıdır. Ligden çekilmenin akabinde FIFA, UEFA ve uluslararası mahkemelere başvurarak büyük bir hukuk mücadelesi başlatmalı, Trabzon toplantısındaki ve daha önceki siyasi görüntüler, Galatasaray’ın siyasi bağlantıları ve 3 Temmuz hepsi anlatılmalıdır.
Artık tüm dünya biliyor ki her gün Fenerbahçe’ye karşı suç işleniyor ama bu işlenen suçların failleri asla ceza almıyor.