İşgal edilen Karabağ topraklarındaki Ermenilerin ayrılıkçı Artsakh Cumhuriyeti’nin düzenlenen antiterör operasyondan sonra kendisini lağvettiğini açıklaması ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a kesin bir askeri üstünlük kurması, taraflar arasında kalıcı bir barış anlaşmasını henüz sağlayamadı.
Bunun önündeki en büyük zorluk Erivan hükümetinin Batı’yla artan flörtü ve Rusya’yla ilişkilerini kademeli olarak gerginleştirmesi görünüyor. Bu, Azerbaycan tarafı üzerinde başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve onun bölge üzerindeki kurumlarının baskısına yol açarken, Rusya’nın da bir başka jeopolitik hesaplaşma alanına dönüşmesini istemediği Güney Kafkasya’da dizginleri bir an olsun elinden bırakmamasına yol açıyor.
Sonuçta taraflar birbirini zorlayacak adımlar atsa da statüko bir şekilde korunmuş oluyor.
Peki bu daha ne kadar sürecek?
Azerbaycan’ın istihbarat servisi Devlet Güvenlik Hizmeti’nde uzun yıllar görev almış, şu an güvenlik uzmanı olarak çalışmalarını sürdüren Emekli Yarbay İlham İsmayıl’a sorduk.
-Son birkaç haftadır Azeri-Ermeni sınırında ufak çaplı da olsa silahlı çatışmalar, akabinde de karşılıklı suçlamalara tanık oluyoruz. İkinci Karabağ Savaşı ve 2023’te gerçekleştirilen antiterör operasyonundan bugüne cephede devam eden gerginliğin sebebi nedir?
-Evet, Azerbaycan’ın 19-20 Eylül 2023’te gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonunun ardından Karabağ Ermenilerinin kitlesel göçü yaşanmış ve Azerbaycan fiilen tüm egemen topraklarının kontrolünü ele geçirmişti. Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının imzalanması konusunda çevrimiçi görüşmeler yapılsa da nihai barış anlaşmasının imzalanması konusunda taraflar arasında bazı anlaşmazlık noktaları var. Örneğin Azerbaycan’ın Gazah bölgesine ait yedi köy ve Nahçıvan’da bir köy halen Ermenistan’ın kontrolünde. Tabii, Ermenistan’ın bir köyünün de Azerbaycan’ın kontrolü altında olduğunu belirtmek gerekir. Gazah bölgesindeki üç köy ve Nahçıvan’daki bir köy “anklav” köyler, yani bu köylerin dört tarafı Ermenistan topraklarıyla çevrili. Bununla birlikte Gazah’ta Ermeni kontrolü altında bulunan dört köy ise sınırımıza komşu. Bu nedenle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, öncelikle bu dört köyün kayıtsız şartsız Azerbaycan’a verilmesi gerektiğini, geri kalan köyler sorununun da bir uzman grup tarafından çözülmesi gerektiğini belirtti. Ermenistan bu teklife henüz olumlu bir yanıt vermedi.
-Türk basınında iki ülke arasındaki kara bağlantısını sağlayacağı için Zengezur koridoru sıkça tartışılıyor. Bakü ve Erivan’ın Zengezur koridorunun açılmasına görüşleri ne ve uluslararası aktörlerin bu konudaki bakışı nasıl?
-10 Kasım 2020 tarihli anlaşmaya göre bu yolun açılması, Azerbaycan’ın ana kısmı ve Nahçıvan arasında direkt yol oluşturulması, Rusya’nın da bu yolu kontrol etmesi gerekiyor. Ermenistan bu şartları kabul etmiyor. Batı da Rusya’nın bu yolu kontrol etmesini istemiyor ve Rusya’ya izin vermemesi için Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a baskı yapıyor. Üstelik Ermenistan barış anlaşması için uluslararası garanti de istiyor. Batı ve Rusya arasında ara buluculuk için soğuk savaş sürüyor denilebilir. Azerbaycan her ne kadar iki ülkenin ara buluculuk yapmadan barış anlaşması imzalamasını uygun görse de Ermenistan’ın farkı sadece Batı’nın ara buluculuğunu istemesinde. O yüzden iki ülke arasındaki pozisyon farkı çok büyük.
-Tekrar cephedeki duruma dönersek, birkaç gün önce Erivan’ın KGAÖ’deki üyeliğini dondurduğu haberi ajanslara düştü. Bu gelişme hakkındaki değerlendirmeniz nedir?
-Ermenistan, Batı’nın talimatıyla Rusya karşıtı tutumunu bir süredir devam ettiriyor. Ermenistan, KGAÖ üyesi olmasına rağmen zaten son bir yıldır herhangi bir etkinliğe katılmamıştı. Paşinyan da üyelik dondurma kararını Paris ziyaretinde açıkladı. KGAÖ tarafı ise resmi bir bildirim almadıklarını duyurdu. Rus-Ermeni ilişkileri kritik bir durumda olsa da henüz Moskova’dan sert bir mesaj gelmiş değil ama bu sonuna kadar sessiz kalacakları anlamına da gelmiyor. Rusya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Güney Kafkasya’yla fazla ilgilenemese de zaman zaman Ermenistan’ın tavrını onaylamadığını yetkililer aracılığıyla dile getiriyor. Rusya’nın Ermenistan üzerindeki askeri, siyasi ve ekonomik etkisi çok büyük. Gürcistan’dan geçerek Rusya’ya ulaşan yolun Ermenistan’a kapatılması bile Ermenistan’ın kriz yaşaması için tek başına yeterli ki zaten ekonomisinin en az yüzde 48’i Rus ekonomisine bağlı. Yine, Gümrü’de 5 bin kişilik bir Rus askeri üssü bulunduğu, Türkiye ve İran’la olan sınırlarını da bizzat Rus askerlerinin koruduğunu biliyoruz.
-Bu son gelişme bağlamında Azeri birliklerin “topyekûn bir savaş” için hazırlandığı da konuşuldu.
-Evet, Azerbaycan’ın Ermeni topraklarına saldıracağı gibi bir fikir oluşturmaya çalışıyor Erivan hükümeti. Fransa ve AB de bu konuda ona destek oluyor. Oysa Azerbaycan’ın böyle bir düşüncesi yok. Bir de bu üyeliğin dondurulması sadece sözle bildirildi, hukuki bir statü değişmiş değil, resmi değil. Bunun için KGAÖ’nün bu yönde bir bildirim almış olması gerekir ki almadıklarını açıkladılar. Dolayısıyla Ermenistan topraklarına bir saldırı hâlinde Rusya ve diğer KGAÖ üyeleri Ermenistan’a askeri yardımda bulunabilir, Azerbaycan’a savaş açabilir. Statü değişmedi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesinin 51. maddesine göre de Azerbaycan’ın yukarıda zikrettiğim dört köyü askeri yollarla özgürleştirme hakkı var ama ben, Azerbaycan’ın sınırdaki provokasyonlara karşılıkla yetineceğini ve bu dört köyü müzakereler yoluyla alacağını düşünüyorum. Şunu vurgulamak lazım, ilk bakışta Azerbaycan askeri ve politik olarak üstün gözükse de bir barış anlaşmasının imzalanmaması, müzakerelerin tıkanmış olması Ermenistan lehinedir. Bu barış anlaşmasının 2024’ün sonuna kadar imzalanması ise gerçekçi değil.