Mentor
Beklenen oldu, Fenerbahçe yenildi ve taraftar görünümlü kompleksli eziklerin, nefret satan medyanın ve bağımsız Fenerbahçe’den hoşlanmayan tüm rakiplerinin bayramı başladı.
Önce taraftardan başlayalım…
“Taraftar” diyorum ama bu ifadeyi lafın gelişi kullanıyorum, yoksa sosyal medyada tatmin peşinde koşanlara taraftar demek gerçek taraftarlara büyük haksızlık olur. İsim bulmak zor ama gerçek yaşamda ezik, hiçbir başarıları olmamış, itilip kakılan tipler olduğunu ve bu nedenle içlerinde biriktirdikleri öfkeyi Fenerbahçe’ye kustuklarını söyleyebiliriz. Zaten genel tanıma da uymuyorlar çünkü taraftarlığın tanımında bağlılık ve aidiyet vardır. Nefret ve saldırganlık taraftarlıkta yoktur, holiganizmde vardır ama onların nefreti kendi takımlarına değil, rakiplere yönelir. Kısaca hastalıklı ters holigan tavrı diyebiliriz. Aslında sayıca çok azlar ama sosyal medyayı ilgi çekmek amacıyla kullandıkları için gündemi meşgul ediyorlar. Video hazırlayıp kendi oyuncusuna hakaret eden adamın taraftar olduğunu iddia etmek zor, adamın ruh hastası olduğu açık.
Bir de açtıkları tezgahlarında Fenerbahçe nefreti satan ve 3-5 kuruş kazanmaya çalışan “medya işportacıları” var. Herhangi birine Beko sponsor olsa sabaha kadar “Fenerbahçe en büyük” diye bağıracak adamlar Fenerbahçe’den aradıklarını bulamayınca da parasını verenin düdüğünü çalıyorlar. Bu küçük adamlar sorun değil, bunları sorun haline getiren Fenerbahçe taraftarının naifliği. Bir taraftar her gün takımına hakaret eden adamı neden takip eder, neden sosyal medyada yorumlarını paylaşır, neden ilgilenir anlamam, sanırım mazoşist bir eğilim. Adam Fenerbahçe’yi sevmiyorsa izlemezsin olur biter, izleyip eziyet çekmenin yetinmeyip sosyal medyada paylaşıp sağlıklı insanların sinirini hoplatmanın hiçbir anlamı yok.
Bunların arasında biri var ki dikkat çekiyor: Rıdvan.
Hepimiz iktidara yakın olduğunu, iktidarın da Koç Holding’i ve Ali Koç’u sevmediğini biliyoruz. Sanırım Mesut’u kovmamız da bu nefreti artırdı. Önce eski yönetime yakın olduğu için Ali Koç’u devirip artık daha geniş mali olanağı bulunan Fenerbahçe’den daha fazla faydalanmak istediğini sanmıştım ama artık tavrının politik olduğunu düşünüyorum çünkü geçen yıl siyasilerin arzuları doğrultusunda propaganda yaptı. İlk haftalardan bir takımı şampiyon ilan edip Fenerbahçe’nin şansının olmadığını ilan etti ve sistemli olarak taraftarı hocaya karşı kışkırttı, buna uyan taraftarla birlikte şampiyonluğun kaçmasına yol açtı. Bu sene de aynı şeyi yapıyor, bilinçli, sistemli, organize, daha çok yaşam biçimine bir saldırı görüyorum. Hiç masum değil ama Fenerbahçe taraftarı bunu da yiyor.
Açın Türk Dil Kurumunu bakın “taraftar”ın karşısında “yandaş” yazıyor yandaş ya işte, ne olursa olsun sahip çıkacaksın, destekleyeceksin. Bunu yapamıyorsan git başka kapıya kendini mi kesersin, madde mi kullanırsın, ne yaparsan yap. Gerçek Fenerbahçe taraftarı Fenerbahçe’ye sülük gibi yapışmanıza izin vermez.
Bugüne kadar kaçan şampiyonlukların en büyük sorumlusu yukarıda yazılanların farkına varmayan Fenerbahçe taraftarıdır; bu gidişle bu sene bir yenisi eklenecek sonra kimseyi suçlamayın. Ligin başında buraya yazıyorum, tüm sorumluluk takımına, hocasına, Fenerbahçe’sine sahip çıkmayı beceremeyen taraftardadır.