Yaşadığımız çağda modern toplumlarda en sık görülen müzmin hastalık olan hipertansiyonun teşhisi kan tahlillerine ya da karmaşık görüntüleme yöntemlerine değil, tansiyon ölçmek gibi geleneksel, basit bir yönteme dayanıyor.
Ne var ki bir kişinin tansiyon profilinin doğru bir biçimde tespit edilebilmesi için dikkat edilmesi gereken hususlar var. Küçük ölçüm hatalarının dahi olmayan bir hipertansiyon sorununun mevcut gibi göstermesi, gereksiz ilaç kullanımına yol açması maalesef seyrek rastlanan durumlar değil.
Tansiyon ölçümü en çok sağlık merkezlerinde ya da doktorlar tarafından muayene esnasında yapılmakta. “Beyaz önlük hipertansiyonu” olarak adlandırılan durumda evde normal olan tansiyon muayenede 140/90 mmHg’ın üzerinde ölçülüyor. Kadınlarda daha sık gözlenen bu duruma toplumda her yüz kişiden yaklaşık on beşinde rastlanıyor.
Beyaz önlük hipertansiyonu gelecekte yerleşebilecek kalıcı bir hipertansiyon için risk oluşturuyor. Bu kişilerin %36’sında ileride ev ölçümlerinde de yüksek sonuçların kaydedildiği bir gerçek hipertansiyon gelişebiliyor. Özellikle fazla kilolu, şeker hastalığına eğilimli olanlarda bu olasılık daha yüksek.
Benzer yaygınlıkta karşılaşılan, bunun tam tersi bir durum “gizli hipertansiyon” olarak adlandırılıyor. Şeker hastalarında sık görülen, kalp ve damar hastalığı için risk oluşturan bu durumda kişinin muayene esnasında normal ölçülen tansiyonu günlük yaşantısında yüksek düzeylerde seyrediyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki, bir kişinin tansiyon durumunu doğru bir biçimde değerlendirebilmemiz ancak günlük yaşantısı esnasında ölçümler yapmakla mümkün.
Bu amaçla geliştirilen yöntem 24 saatlik kan basıncı ölçümü ya da “tansiyon Holteri” olarak adlandırılıyor. Yarım saatte ya da saatte bir kez tansiyon ölçümü yapacak biçimde programlanan bu aletlerle kan basıncının gündüz saatlerinde ve gece uykuda ne düzeylerde seyrettiği belirlenebiliyor. Yöntem beyaz önlük hipertansiyonunun ve gizli hipertansiyonun saptanmasında etkili olduğu gibi kişinin tansiyonunun uyku esnasında yeterince düşüp düşmediğini gösterebiliyor.
Ancak bundan daha kolay ve ucuz olduğu gibi günden güne değişimlerin de gözlenebileceği bir diğer yöntem kişinin kendi tansiyonlarını ölçerek kaydetmesi. Kolayca temin edilebilen, dinleme cihazı gerektirmeyen otomatik tansiyon aletleri buna olanak sağlıyor. Bir hafta süreyle her sabah ve akşam yapılması önerilen ölçümler kişinin gerçek bir hipertansiyon hastası olup olmadığını, ilaç kullanıyorsa tedavinin ne derece etkin olduğunu en güvenilir biçimde gösterebiliyor.
Koldan ya da bilekten ölçüm yapan bu dijital tansiyon aletlerinin güvenilirliğiyle ilgili pek çok hasta kuşkularını belirtse de yapılan çalışmalar klasik tansiyon aletlerine yakın doğrulukta sonuçlar elde edilebildiğini gösteriyor. Zaman içerisinde hassaslığının azalması olasılığına karşı yılda bir kez doktor başvurularına, sağlık merkezlerine ya da eczanelere götürülerek kontrol edilmesi tavsiye edilebilir.
Evde yapılan ölçümlerde güvenilir sonuçlar elde edebilmek için dikkat edilmesi gereken hususlar var.
Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez, hemen hemen aynı saatlerde yapılması gereken ölçümlerin en az beş gün sürmesi, ölçüm esnasında kişinin beş dakikadır bir koltukta rahat bir biçimde oturuyor olması, konuşuyor ya da televizyonda heyecanlı bir programı izliyor olmaması, sırtını yaslamış, bacaklarını düz bir biçimde yere uzatmış, ölçüm yapılacak kolunun çıplak ve kalbi hizasında destekli olması, yarım saattir çay, kahve, sigara içmemiş, yemek yememiş olması çok önemli.
Her bir seans için bir dakika arayla iki ölçüm yapılması ve ikincisinin not edilmesi en doğru sonucu veriyor.
Sağlıklı bireylerde sağ ve sol kolda yapılan ölçümler birisi lehine 10 mmHg’yı aşmayacak biçimde farklılık gösterebiliyor. İlk ölçümün her iki kolda yapılması ve yüksek ölçülen kolun ölçümlerin devamında tercih edilmesi gerekiyor.
İlk teşhiste veya yeni bir tedavi başlandığında yaklaşık bir hafta süreyle yapılan ölçümler doktor tarafından değerlendirildikten sonra seyrekleştiriliyor. Çoğu zaman hiç bir şikayete neden olmayan, bu nedenle “sessiz katil” olarak adlandırdığımız hipertansiyonda hastanın tansiyon durumunun farkında olması çok önemli.
Ancak gereğinden sık yapılan ölçümlerin hastanın psikolojisini olumsuz etkileyebileceğini de göz önünde bulundurmakta fayda var.
Tekrar belirtmekte yarar görüyoruz ki, erişkinlerin üçte birinde, ülkemizde 19 milyon erişkinde hipertansiyon mevcut; elimizdeki etkili tedavi yöntemlerine rağmen bunların yaklaşık %70’inde tansiyon hedeflerine ulaşamıyoruz.
Günlük yaşantımız esnasında tansiyonumuzun ne düzeylerde seyrettiğini ancak doğru ölçümler yapmakla saptayabilir, yeterli tedaviyi alıp almadığımızı ancak bu yolla görebilir, doktorumuzu bilgilendirebilir ve sonuca ulaşabiliriz.