Muhalif Rus politikacı Leonid Gozman’ın Moscow Times gazetesinde çıkan “Putin rejimi tam olarak nasıl çökebilir?” başlıklı yazısının çevirisi:
Herhalde Putin’in kendisi hariç herkes iktidarının sonuna yaklaştığını görüyor. Öyle ki Rusya’nın geleceğine ilişkin tartışmalar sanki Putin ya da sistemi yokmuş gibi sürdürülüyor. Peki, Putin rejimi tam olarak nasıl çökecek?
Rusya’da en azından son 15 yıldır gerçek seçim yapılmamasına rağmen uzun süre sandığın hükümeti devirebileceği umut edilmişti. Bazıları bir grup bağımsız milletvekilinin bile ülkedeki havayı değiştirebileceğini inanıyor, bazıları ise seçimle iktidarın değiştirilebileceğini sanıyordu. Şu anda ikisi de olanaksız.
Yıllarca Kremlin muhalif politikacıları tutukladı ya da akıl almaz gerekçelerle aday olmalarını engelledi. İki yıl önce Putin’in iktidarını sonsuza kadar uzatan iki yıl önceki anayasa değişiklikleri referandumu en iyimser gözlemcilere bile rejimin hiç kimsenin ne düşündüğünü umursamadığını ve mükemmel yaptığı tek şeyin seçim sonuçlarıyla oynamak olduğunu gösterdi. Putin iktidarında yapılan seçimler maskaralıktan başka bir şey değildir.
Bir ara, sabrı tükenen insanların hükümeti devireceği, güvenlik kuvvetlerinin yüz binlerce protestocunun karşısına dikilmeye cesaret edemeyeceği yolunda bir umut-ve tabii korku- vardı. Ama son dokuz ayda yaşananlara baktığımızda devrim konuşmaları fanteziden öteye gidemiyor.
Şu anda Putin, Rusların çoğunun düşman gözüyle baktığı ABD ve NATO ile savaşta. Putin’in muhalifleri bu savaşta halkın değil ABD’nin yanında göründüğü için toplumdan destek alamaz. İktidarın güç kullanma niyeti de düşünüldüğünde yakın bir gelecekte devrim yapılması olanaksız.
Ama diğer yandan rejimin bugünkü haliyle ayakta kalması da mümkün değil. Sadece Ukrayna’da değil, genel olarak hiçbir konuda zafere giden yolun kalmaması, gelecek için vizyon bulunmaması, ahlaki ve siyasi kaynakların tükenmesi, izolasyon koşullarında yaşamanın imkansızlaşması ve çok sayıda kişinin ülkeyi terk etmesi değişimi kaçınılmaz kılıyor. Ukrayna’nın karşı saldırıları ve Batı’nın yaptırımları sistemin ölümünü sonsuza kadar ertelemesine izin vermeyecektir.
Nükleer savaş seçeneği bir kenara bırakılırsa Putin rejiminin nasıl son bulabileceği konusunda iki gerçekçi senaryo var. Bunlardan biri korkunç, diğeri ise demokratik değil ama en azından Rusya’ya gelecek için bir şans veriyor.
İlk senaryo iktidarın hızlıca çökmesi. Aslına bakılırsa hükümet zaten zemin kaybediyor, kontrol elinden çıkıyor, kısmi seferberlik olayının gösterdiği gibi ya talimatları uygulanmıyor ya da götürüsü getirisinden fazla olacak şekilde uygulanıyor.
Ukrayna’nın karşı saldırısı ve büyüyen sosyoekonomik sorunlar kar topu etkisi yaratabilir ve istikrar tümüyle kaybolabilir. Bunu geçmişte de görmüştük: Sovyetler Birliği’nin son günlerde Mihail Gorbaçov kararname üstüne kararname yayınlıyordu ama ne kendisinin bunları uygulayabilme gücü vardı ne de kimsenin uygulama isteği.
Bununla birlikte o dönemde parti örgütleri, Rusya içinde cumhuriyetler, muhalefet lideri Boris Yeltsin’in ekibi, Baltık cumhuriyetlerinde yeni iktidar odakları gibi kaosun çıkmasını önlemek için müdahale eden kurumlar vardı.
Çağdaş Rusya’nın ise böyle kurumları yok.
Bu da rejimin hızla çökmesi durumunda değişik liderlere bağlı askeri yapılar arasında çatışma çıkmasını kaçınılmaz kılıyor. Böyle bir durumda Putin’in “hizmetkarı” Çeçen lider Ramazan Kadirov ve paralı asker örgütlenmesi Wagner’in başı Yevgeniy Prigojin kendilerine bağlı güçlerle iktidar savaşı başlatacak, hırslı generallerle valiler de çatışmalara katılacaktır. Bu seçenekte şiddetin ve akan kanın haddi hesabı olmaz, korkunç olaylar yaşanır.
İkinci senaryo
Daha az korkutucu olan senaryo ise bir “saray darbesi” düzenlenmesi. Bunun illa bir suikast olması gerekmiyor. Putin devrilebilir ya da koltuğunu bırakmaya ikna edilebilir.
Çevresi Putin’in ülkeyi çıkmaza sürüklediğinin farkında. Ama bu kişilerin derdi Ukrayna ya da Rusya değil. Onların asıl amacı Batı ile uzlaşarak servetlerine ve banka hesaplarına yeniden erişebilmek. Çevresi, Putin iktidarda kaldığı sürece bunun olamayacağını biliyor.
Cephede ağır yenilgiler yaşanması durumunda Putin’in en çok güvendiği danışmanları ona bir çıkış yolu gösterebilir. Manipüle etmesi kolay, önemsiz biri başkan seçilebilir. Yeni liderin görevi Batı’ya mümkün olan bütün tavizleri vererek savaşı bitirmek ve Putin’in yakın çevresinin bağışlanmasını sağlamak olacaktır. Batı da 3. Dünya Savaşı çıkmaması için onların taleplerini kabul edecektir.
Yıllardır yakın çevresini “emredin efendimci” omurgasızlarla dolduran Putin’in danışmaları arasında böyle önerilerde bulunabilecek kimse kalıp kalmadığını bilmiyoruz. Kazakistan’da yaşananlardan sonra Putin’in böyle bir teklifi kabul edip etmeyeceğini de bilmiyoruz. Kazakistan’da Nursultan Nazarbayev, etkinliğinin devam edeceği konusunda ikna edilince başkanlık koltuğunu güvendiği Kasım Cömert Tokayev’e bırakmıştı. Ama yaşanan olaylar sonucu Nazarbayev konumunu sadece bir haftada kaybetti. Şu anda özgürlüğü ve hayatı Tokayev’in elinde.
Putin için daha korkutucu bir örnek ise, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’in yargılanması için bizzat kendi adamları tarafından Lahey’e gönderilmesi.
Putin’in yakın çevresindekiler, iktidarı bırakma önerisinin kabul edilmemesi halinde alternatif plana da sahip olmalı. Aksi halde korkarım ülkemizin hayatta kalma şansı hiç yok.