Dr. Cengiz Topel Mermer (tasam.org.tr)
Rusya Federasyonu’nun (RF) Ukrayna’da düzenlediği saldırıların trajik görüntülerinin gündemi belirlediği bu günlerde dünya kamuoyu mevcut gelişmeleri anlamak için çaba harcarken Asya-Pasifik gelişmelerini gözden kaçırıyor.
Bu savaşta RF’nin durdurulmasına yönelik olarak gelişen psikolojik ortamın sisi, Asya-Pasifik coğrafyasında toplanan fırtına bulutlarının yoğunluğunun görülmesini engelliyor. Oysa küresel aktörlerin son 20-25 yıldır kıyasıya yarıştığı asıl rekabet alanı bu coğrafyadır. 2019 yılı ile 2022 yılının ilk iki ayı arasında ABD ve müttefiklerinin Çin Halk Cumhuriyeti’ni (ÇHC) çevreleme ve kademeli olarak hareket sahasını daraltma gayretlerinin yoğunluğu Covid-19 pandemisi nedeniyle zaten dikkatlerden kaçmış durumdaydı. Küresel güç politikaların ısıttığı Myanmar, Kore Yarımadası ve Himalayalar hattında yaşanan gelişmeler bu bağlamda geri planda kalmıştı.
15 Haziran 2020’de ÇHC ordusunun, Himalayalar’ın batı sektöründeki Galwan Vadisi’nde, aralarındaki sınır anlaşmazlığı nedeniyle, Hindistan’ın bir piyade alayını ciddi şekilde hırpalaması da bu çerçevede dikkatlerden uzak kalmıştı. ÇHC ordusu, dalga geçercesine, Hint alay komutanının kafasını yakındaki akarsuya sokarak boğmuş, 19 Hint askerini öldürmüş, üçü üst subay 10 askeri esir alarak götürürken, yaklaşık 80 Hint askerini de yaralamıştı. Bu gelişme pandeminin yükseliş dönemine denk geldiği için dünyada fazla ilgi çekmemişti. Hindistan ve ÇHC bu sorunu çözemediği gibi Himalayalar hattına birlik kaydırmış ve bölgeyi silahlandırmıştı.
ABD ve müttefiklerinin ÇHC’yi geriletme hedefinde gayret sarf ettiği bir alan da Myanmar toprakları olmuştu. ÇHC’nin Bengal Körfezi’ne çıkış sağladığı Myanmar’da onlarca milyar dolarlık ekonomik yatırımlarının yanı sıra anlaşma imzaladığı yeni projeler var. ÇHC, Myanmar’ın askerî tesis ve limanlarını onarıp yenileyerek bu üslerden faydalanma hakkı elde etmiş durumda. ÇHC’nin bu coğrafyadaki kazanımları 20. asır sonlarında ortaya çıkmaya başlayınca Hindistan çevrelendiğini anladı.
Bu iki sıcak coğrafyanın yanında Kore Yarımadası da ısınıyor. Bütün dünya, olanın peşinde koşup günlük gelişmeleri anlamaya çalışırken, olacağı yakalamanın önemini gözden kaçırıyor. Maalesef akademik camia ve dış politika analistleri de çoğunlukla günlük gelişmelerin rüzgârına kapılmış bir görüntü veriyor. Görünen o ki; Rusya-Ukrayna savaşı hızını yitirmeye başlayınca dünya tekrar Asya-Pasifik gelişmelerine odaklanacak. Ben bu noktada gündemin dışına çıkarak, 2022 yılında yaşanması muhtemel sıcak gelişmelere dikkat çekmek istedim. Bunun yanı sıra ÇHC’nin stratejik aklının anlaşılması için, gündemden geleceğe bağ kuracak bazı değerlendirmeler yapmanın yararlı olacağını düşündüm.
Aslında RF-Ukrayna savaşı küresel güç mücadelesinden ve ABD’nin ÇHC’yi dengeleme gayretlerinden pek de bağımsız değil. Dünya kamuoyunun büyük çoğunluğu, ÇHC’yi yöneten elitin düşünce tarzını anlamakta zorlanıyor. Batılı analistler, ÇHC’nin RF’ye karşı hayata geçirilen yaptırımları delmemesini beklerken, ciddi hata yaptıklarının farkına varmıyor. ÇHC’nin RF’yi durdurmak için harekete geçmesini isteyenler bu argümanın arkasına ÇHC’nin Ukrayna’daki yatırımlarını ve Avrupa’ya yönelik ekonomik hedeflerini koyarken ÇHC’nin stratejik aklının işleyiş tarzını göremiyor. Ukrayna’daki yatırımları ve Ukrayna topraklarının ÇHC’nin Avrupa’ya ulaşım stratejisi için önemli olduğu yadsınamaz bir gerçek, ancak ÇHC’nin çok daha hayati öncelikleri var. Tayvan’ın ülkeye katılması, Güney Çin Denizi ve Sarı Deniz’deki hak iddiaları gibi ulusal hedefler ÇHC için Ukrayna’daki çıkarlarının önünde geliyor.
ÇHC, Ukrayna savaşının Batı provokasyonu olduğunu ve Batı’nın RF’ye karşı hayata geçirdiği yaptırımların kendisine karşı bir gözdağı olduğunu düşünüyor. ABD’nin Ukrayna’yı kullanarak NATO’ya can suyu vermek ve Batı’yı yeniden Doğu’ya karşı, kendi liderliği altında yapılandırmak istediğine inanan ÇHC savaş gelişmelerini bu çerçeveden izliyor.
ÇHC, Batı yaptırımlarını; ABD’nin, yumuşak gücünün de katkısıyla, “Yeni Soğuk Savaşın“ önderliğini üstlenerek, RF üzerinden kendilerine; “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla“ mesajı olarak algılıyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayın