Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çok sık olmasa da kızdığı ve o anda yakında bulunanlara kameralar önünde çıkıştığı biliniyor.
Putin’in bakanlar ve diğer üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmelerin bir bölümü resmi kanallarda hep ekrana getirilir. Putin’in karşısındaki yetkili saygıyla karışık bir korku içinde raporunu sunar ve gelebilecek zor sorulara hazırlanmaya çalışır. Bazen Putin gerçekten o yetkiliyi sıkıştırır ve verdiği görevi tam yerine getiremediği için “haşlar.” Bu görüntünün asıl amacı ise, herkese “patronun kim olduğunu” göstermektir.
Putin’in ayrılıkçı Ukrayna cumhuriyetleri tanıma kararı almasından önce düzenlenen ve televizyon kanallarından da yayınlanan Güvenlik Konseyi toplantısında da benzer bir olay yaşandı. Konsey üyelerine Ukrayna sorununda ne yapılması gerektiğini soran Putin, Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin’in “uzlaşmacı” ve “net olmayan” konuşmasından hoşlanmadı.
İkili arasında şu diyalog geçti:
Narışkin: Nikolay Patruşev’in Batılı ortaklarımıza Kiev’i Minsk anlaşmalarına uymaya zorlaması için son bir şans verilmesi önerisine katılıyorum. Aksi halde bugün konuşulan kararları almak zorundayız.
Putin: Ne demek aksi halde? Görüşme sürecini başlatmayı mı cumhuriyetlerin egemenliğini tanımayı mı öneriyorsunuz? Doğrudan söyleyin.
Narışkin: Tanınma önerisini destekleyeceğim.
Putin: Destekliyorum mu destekleyeceğim mi? Tam söyleyin Sergey Yevgeniyeviç.
Narışkin: Destekliyorum.
Putin: Söyleyin işte! Evet mi hayır mı?
Narışkin: Söylüyorum işte. Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin Rusya Federasyonu’na katılması önerisi destekliyorum.
Putin: Biz ondan bahsetmiyoruz ki! Bağımsızlıklarının tanınıp tanınmaması konusunu konuşuyoruz.
Narışkin: Evet, bağımsızlıklarının tanınmasını destekliyorum.
Deripaska’nın başına gelenler!
Putin’in en ünlü “haşlama” sahnesinin kahramanı ise, milyarder iş adamı Oleg Deripaska’ydı.
2009 yılının Mayıs ayında Putin’in memleketi St. Petersburg’a bağlı Pikalevo kasabasında bir fabrikanın zarar ettiği gerekçesiyle patronlar tarafından kapatılmasını protesto için gösterileri düzenlendi. Hemen oraya giden Putin patronlara kameraların önünde, “Neden bu konuyu halletmediniz? Benim geleceğimi duyunca hamamböcekleri gibi kaçıştınız ama…” diye bağırdı.
Aslında patronlar Putin’in gelmesinden önce fabrikaların yeniden açılması için çoktan “ikna” edilmişti. Elindeki kağıt tomarını sallayan Putin, “İmzalamayan kaldı mı” diye sordu. Bunun kameralar önündeki bir şov olduğunu anlamayan ve aslında ortada imzalanması gereken bir belge olmadığı için kafası karışan Deripaska olumsuz anlamda başını salladı. Bunun üzerine Putin kameraların önünde “gel buraya” anlamında bir hareket yaptı. Kıpkırmızı kesilen Deripaska idam mangası önüne çıkan mahkumun çaresizliğiyle Putin’in oturduğu masaya yöneldi. Herhalde hayatının en dayanılmaz anlarını yaşıyordu Putin’in önüne “fırlattığı” kalemi aldı, masanın üstündeki kağıdı okur gibi yaptı ve çaresiz imzaladı. İşkencenin bittiği umuduyla tek kelime etmeden yerine dönmeye yeltenmişti ki Putin onu bir kez daha yerin dibine soktu: Kalemimi ver!
Manşet fotoğrafındaki yazı: Destekleyeceğim mi destekliyorum mu?