Kolesterol ilaçları, tıp diliyle “statinler”, halk arasında “kötü kolesterol”olarak adlandırılan LDL-kolesterol düzeyini düşürmek amacıyla yaygın biçimde kullanılmaktalar. Her ne kadar genellikle iyi tolere de edilseler, statinlerin de her ilaç gibi yan etkileri ve kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar mevcut.
Gerek kullanan kişinin hissettiği şikayetler gerekse kan tahlillerinde gözlenen değişimler bazı durumlarda ilacın bir diğeriyle değiştirilmesini veya kesilmesini gerektirebiliyor. Yan etkiler kimi durumlarda ilacın dozuyla ilişkili olabilirken kimi durumda en düşük dozlarda dahi ve her tür statinle görülebiliyor.
En sık görülen yan etki kas ağrıları. Hasta bunu kaslarda güçsüzlük, kramplar biçiminde de tarif edebiliyor. Düzenli statin hapı kullananların %15’inde rastlanan bu yan etki ilaç kesildikten kısa bir süre sonra tamamen ortadan kaybolmakta.
Kalıcı, ağır kas hasarına çok nadir rastlanıyor. En sık reçete edilen statin olan atorvastatini kullanan her 23 milyon kişiden birinde “rabdomiyoliz” adı verilen bu şiddetli yan etkiyle karşılaşıldığı bildirilmekte.
İlacın sebep olduğu kas ağrılarına 80 yaşın üzerindeki hastalarda, kadınlarda, aşırı alkol kullananlarda, ağır fizik aktiviteler yapanlarda, tedavi edilmemiş tiroit bezi hastalıklarında, D vitamini eksikliğinde, fazla greyfurt suyu tüketenlerde daha sık rastlanıyor.
Bir diğer iyi tanımlanmış yan etki kan tahlili takiplerinde saptanan karaciğer testlerindeki artış. İlaç kullanan her yüz kişiden 1-3’ünde rastlanan bu etki genellikle 3 ayda bir yapılan tahlillerde AST ve ALT olarak kısaltılan iki karaciğer enziminin yükselmesiyle kendini gösteriyor.
Sıklıkla ilacı kesmekle, hatta ilaç kesilmese dahi zaman içerisinde düzelen bu durum hastaların çoğunda karaciğer dokusunda gerçek bir hasar anlamına gelmiyor. Kalıcı karaciğer hasarına iki milyonda bir rastlandığı bildiriliyor.
Son zamanlarda üzerinde durulan bir yan etki statinlerin şeker hastalığı olasılığını bir miktar arttırdığına dair bulgular. Nadir görülen bu etkinin, ilacın kalp ve damar hastalığı riskini düşürücü etkisiyle yan yana konduğunda, kullanmaktan vazgeçmeyi gerektirmediği belirtiliyor.
Bunlara ek olarak eklem ağrıları, sindirim problemleri, unutkanlık, uyku bozuklukları, saç dökülmesi, cinsel hayatın olumsuz etkilenmesi gibi yan etkilerle ilacı kestiklerini ifade eden hastalar, katarakt olasılığını arttırdığına dair çalışmalar mevcut. İddiaların aksine büyük hasta gruplarının takiplerini yansıtan istatistikler statinlerin kanser, demans, beyin kanaması, böbrek hastalığı olasılığını etkilemediğini göstermiş bulunuyor.
Yan etkiyle karşılaşıldığında ilacın dozunu düşürmek, kullanılan statini bir diğer statinle değiştirmek, tedaviye kısa bir süre ara vermek bazı vakalarda sorunu çözebiliyor.
Kullananların çoğunda belirgin yan etki yaratmayan, güvenilir ilaçlar olarak kabul edilseler de kolesterol ilaçları reçete edilen hastaların, doktorlarının uygun gördükleri sıklıkta yan etki kontrollerine tabi olmaları, ilaçla ilgili deneyimlerinin ciddiye alınması gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki her ilaç gibi bu ilaçlar da bilimsel araştırmalar ve hekimin deneyimleri ışığında bir yarar / zarar hesabı yapılarak reçete edilmekteler.
Kullanmakta tereddüdü olan hastanın başka bir uzmandan ikinci görüş alması teşvik edilmesi gereken, modern bir yaklaşım. Hastaların konunun uzmanı olmayan ya da bu ilaçları toptan, şiddetle reddeden kişilerin uzaktan telkinlerine itibar etmemeleri, kendi hekimleriyle iletişimlerine ağırlık vermeleri çok önemli.
KAYNAKLAR
• Fitchett DH, Hegele RA, Verma S. Cardiology patient page. Statin intolerance. Circulation. 2015; 131:e389-91
• Gluba-Brzozka A ve ark. Molecular mechanisms of statin intolerance. Arch Med Sci 2016; 12: 645-58