Halil Ocaklı (halilocakli@yahoo.com)
Kış geldi, pazar tezgahlarında kış sebzeleri yerini almaya başladı. Ama kış bitkisi olmamasına karşın domates sürekli satışta. Peki, kış domatesini güvenle yiyebilir miyiz?
Olağan mevsiminde, güneş gören toprakta ve doğal gübreyle organik olarak yetiştirilen tüm yiyecekler insana yaşam enerjisi verir. Olağan mevsimi ve koşulları dışında yetişmiş yiyecekler ise fizyobiyolojik dengelerin bozulmasına yol açar.
Kitapları Türkçeye de çevrilen Harish Johari’nin yorumuna göre, “Mevsimi dışında yetiştirilen yiyecekler, olgunlaşamadan toplanmış ham yiyecek gibidir.”
Johari, “Ayurveda’nın İyileştiren Mutfağı” adlı kitabında “Rengi kırmızı olsa da kış domatesi, yeşil yaz domatesine eşittir” diyor.
Kuzukulağı, maydanoz, ıspanak, çilek gibi ve daha birçok gıdada suda kolaylıkla çözünen bir organik asit olan “oksalik asit” bulunur. Oksalik asit, doğal koşullarda olgunlaşan bitki içinde bulunan organik bileşenlerle uyumlaştığından normalde zararsızdır.
Ancak, yeterli güneş ışığını alamayan, yapay ışıkla, yapay ısıyla ve “büyüme düzenleyicilerle” yetiştirilen bitkilerde, dolayısıyla olgunlaşmamış yeşil domateste ve kış domatesinde bulunan oksalik asit, o kadar da zararsız olmayabilir. Doğanın mevsimsel ritimleri dışında yetiştirilen tüm gıdalara ihtiyatla yaklaşmakta yarar var.
Bu tür gıdalar sık ve çok tüketildiğinde gastrit, reflü, mide ekşimesi, ağız kokusu, gıda alerjisi ve sindirim sistemi zarlarında aşınma gibi yakınmalara yol açabileceği bildiriliyor. Öte yandan oksalik asidin olası zararları, alkolün organizmaya ve zihinsel süreçlere verdiği yıkımın yanında masum bile kalır.
Uzmanlar, mevsiminde olgunlaşan domateslerde hemen hiç oksalik asit kalmadığına dikkat çekiyor ve her besini mevsimlik olarak tüketmeyi öneriyor. Oksalik asit, mürekkep lekelerini ve demir pasını gideren temizlik ürünlerinde kullanılır. Bu asidin buharı veya şeker ilaveli sıvısı “varrao” adı verilen bal arısı kenesine karşı da kullanılır.
Türkiye’de kimyasal gübre, hormonlar ve tarım ilaçları konusunda bilinçli ve kitabına uygun “örtü altı tarım” yürütüldüğüne kuşku yok. Seracılık, ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayan ve dünyada açlığı önleme potansiyeline sahip tarım uygulamalarından biridir. Buna sözümüz yok.
Ancak plastik örtüler altında ve topraksız ortamda yetiştirilen gıdaların, organik gıdalarla aynı besin değerine sahip olduğuna inanmamız beklenmesin. Topraksız tarımda kullanılan perlitin inşaatlarda ses yalıtım malzemesi olarak, ilaç ve kimya sanayisinde süzdürme aracı olarak kullanıldığını biliyor muydunuz?
Kışın hiç domates yemeyelim mi? Tüm bunlara karşın kimseye “Kışın domates yemeyin” diyemeyiz, herkes özgün bilgi ve akıl süzgecine başvurabilir. Kendi deneyimlerimize dayanarak, sebze ve meyveleri olağan mevsiminde tüketmek daha sağlıklıdır diyoruz.
Türkiye ikliminde bütün yıl yazlık giysilerle dolaşamayız. Tıpkı yazlıklarımızı yaz aylarında yani mevsiminde giyindiğimiz gibi, yaz sebze ve meyvelerini de yazın tüketmemiz doğru olur. Üstelik her yiyecek kendi mevsiminde daha ucuz olduğundan, sağlığımız kadar cebimizi de korur.
İsmail Güvenç “Marasmanset” sitesinde şunları yazıyor:
“Domatesin yazdaki gibi aromalı ve kırmızı renkte olması için, günde 6 saat yoğun güneş ışığı alması gerekir. Bu olmadığında rengi daha açık, asitliği yüksek ürün oluşmakta. Sera ürünlerinin erken hasat edilmesi de kalite düşüklüğünün bir başka nedenidir.”
Saygın bir kuruluş olan Lösemili Çocuklar Vakfı – LÖSEV, kanser riskine dikkat çekerek web sitesinde şu uyarıda bulunuyor:
“Salatalık, domates, patlıcan, biber, şeftali, kavun, karpuz, erik, muz, çilek gibi yaz sebze ve meyvelerini kasım-nisan arasında tüketmeyiniz!”
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.