Uluslararası Rusofil Hareketi (URH) 2022 şubatında Ukrayna’da başlayan çatışmalar sonrası Batılı ülkelerin Rusya üzerindeki siyasi, ekonomik ve kültürel baskılarına karşı Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika’dan 350’yi aşkın katılımcının bir araya gelmesiyle başkent Moskova’da kuruluşunu ilan etti
Hareketin ikinci kongresi de 26 Şubat 2024’te, Rus Devlet Başkanlığı İdaresi ve Dışişleri Bakanlığı’nın bünyesinde, yine Moskova’da toplandı.
Kapsamında “Çok Kutuplu Dünya” başlıklı bir forum da düzenlenen İkinci Kongre, uluslararası gündeme dair okunan mesajlar ve alınan kararlarla sona erdi.
URH’nin misyonu, gelecek planları ve üyelerin bileşimi üzerine St. Petersburg Devlet Üniversitesi Avrasya Çalışmaları Merkezi’nden İlber Vasfi Sel’le konuştuk.
-İlber Bey, URH’nin amacı nedir?
-URH, 14 Mart 2023 yılında benim de içerisinde bulunduğum geniş çaplı bir kongre ile Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’da kuruldu. Hareketimizin misyonu, son yıllarda Rusya’ya, Rus kültürüne ve diline karşı küresel çapta başlatılan “cancel” (iptal) kültürü karşısında durmaktır. İşin özü, bu hareketi kurmaktaki asıl motivasyonumuz, 2 yıl önce şubat ayında Ukrayna’da başlatılan ve doğruluğuna inandığımız özel askeri operasyon sonrasında ABD öncülüğünde başlatılan ve Batılı hükümetlerin de katıldığı “Rusya’yı izole etme” hamlesine karşı bir birlik sağlamaktı. Onun dışında kuruluş felsefemiz, adımızla da belli olduğu üzere Rusofil ve çok kutuplu dünya sistemidir.
-Peki URH’nin başlıca çalışma alanı neresidir? Entelektüel üretim mi, lobicilik mi, kültürel saha mı?
-Amacımız, şu an hareketin lideri olan Bulgar politikacı Nikolay Malinov’un da belirttiği gibi; Rus ekonomik ve politik hayatı hakkında doğru bilgileri insanlara sunarak, uluslararası toplum ve Rus halkı arasında bir iletişim köprüsü oluşturmaktır. Bu doğrultuda da kuruluş günümüzden bu yana hedeflerimiz doğrultusunda birçok etkinlik düzenledik. Bir gün Bulgaristan’da, diğer gün Suriye’de, sonra Slovakya ve Avustralya’da, hatta Kıbrıs’ta bile etkinliklerimiz oldu. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da sıklıkla belirttiği gibi Rusya’nın, ABD, AB ve İngiltere dahil olmak üzere dünyanın her yerinde, Rus kültürünü takip eden, seven gerçekten çok fazla Rusofil dostu var. Bu birliktelik, Rusya’ya uygulanan yaptırımlara karşı bir “alternatif” sunma isteğiyle de birleşti. Özetlemek gerekirse, Rusya’ya yönelik olumsuz algılara karşı mücadele ve Rus halkıyla dostane bir iletişim için tüm alanlar bizim çalışma alanımızdır. bunun için buluşmalar, etkinlikler, konferanslar, kongreler düzenler ve belirli gündem maddeleri üzerine fikirlerimizi ve önerilerimizi insanlara ulaştırırız.
-Birinci Kongre uluslararası basında oldukça ses getirmişti. İkinci Kongre nasıl geçti? Hangi kararlar alındı?
-Geçen yıl ilk kongremize çok geniş kapsamlı bir katılım olmuştu. Ancak bu sene daha da büyük bir kongre gerçekleştirdik. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtalarındaki 130 ülkeden 350’den fazla temsilci katıldı. Türkiye’den kurucu üyeler ve kongre delegeleri olarak bendeniz, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı Ünver Sel, Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Prof. Dr. Ali Murat Özdemir, Prof. Dr. Erdem İlker Mutlu, Av. Sadık Hüdai Ekinci, iş insanı Özgür Yanık, sanatçı Erol Uğurlu ve Emekli Albay İhsan Sefa vardı.
“Küresel güney” ülkelerinin iktisadi büyümesi, BRICS’in üye sayısının artması, dünya çapındaki çatışma noktalarının çoğalması vb. temel gündem maddelerimizi oluşturdu.
Kongremizde alınan kararla, bugüne kadar “Başkan” sıfatını üstlenen hareketimizin lideri Nikolay Malinov artık “Genel Sekreter” olarak görevini ifa edecek. Bununla birlikte Kongremiz her yıl düzenli olarak Rusya’da toplanmaya devam edecek. Belki de en önemlisi artık kurucu üyelerimizin vatandaşı oldukları ülkelerden harekete “davetli” alabilme hakkına sahip olmaları. Öte yandan, Türkiye, Suriye, Sırbistan ve Belarus’ta ofisler açma kararı da aldık.
-Batı-Moskova kutuplaşmasında ikincisinden yana olanların; Afrika, Latin Amerika ve Asya’da sömürgecilik-emperyalizm karşıtı sol kesimler; ABD, İngiltere ve Avrupa’da ise radikal feminizm, “Yeşiller” ve LGBT akımlarından bunalmış muhafazakârlar olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, URH’nin üye profilini merak ediyorum…
-Biz siyasi parti, bir ideoloji veya bir liderin altında birleşmedik. Hareketimiz içerisinde sağcısı da solcusu da, sosyalisti de liberali de var. Sovyetler Birliği’nin de, Rusya İmparatorluğu’nun da mirasını taşıyan üyelerimiz var. Zaten üyelerimiz arasındaki isimlere dikkat ederseniz tek taraflı olmadığımızı görebilirsiniz. Charles De Gaulle’ün torunu Pierre De Gaulle, Hollywood’un renkli simalarından Steven Seagal, Alman Parlamentosu’nda (Bundestag) Milletvekili Waldemar Hertd, uluslararası insan hakları hukukçusu Elie Hatem, Senegal’in Birleşmiş Milletler’de (BM) uzun yıllar görev almış diplomatı Suleiman Anta N’diaye, eski Slovakya Başbakanı Jan Carnogurskiy, MMA (karma dövüş sanatları) sporcusu Jeff Monson gibi birbirinden farklı örnekleri sayabiliriz.
Son olarak bir konunun altını çizmek isterim. Rusya ve URH üzerinden kendisine pay çıkarmaya çalışan belirli kurum ve isimlere karşı dikkatli olunmalı. Türkiye’de Rusya’yla ilgili bir etkinlik düzenlediğimizde akla hemen bu kurum ve şahıslar geliyor maalesef. Bu oldukça büyük bir hatadır. Herhalde ne demek istediğim anlaşılmıştır.