Daha önce bir kaç kez yazdımsa da ülkemizde, özellikle futbolda kural ve tarafsızlık olmadığı için kimsenin anlamayacağını düşünüp yazmaktan vazgeçtim.
Ancak Türkiye Ligi uluslararası standartlara sahip bir lig değildir, bu yüzden de ne ödülleri ne de kupaları kabul edilebilir saygınlığa sahiptir. Siz kendinizi kandırmaya çalışabilirsiniz ama bu sizin kendinizi kandırdığınız gerçeğini değiştirmez.
“FIFA Ahlaki Kriterleri” diye bir yönetmelik var, kriterler tüm bağlı kuruluşlar için bağlayıcı ve geçerli. Elbette TFF de bu kurallarla bağlı ama oradaki tanımların hiçbirine uymuyor.
Bunlardan birisi maç ve turnuvaları manipüle etmek…
Şimdi bakalım maçlardan önce rakip takım oyuncularına transfer teklifleri, kulüplerinden izin almadan sözleşmeli oyuncularla görüşme, sakat olmayan oyuncuların “sakat” diye kadrodan çıkarılması, “kalbi ile beyni arasına sıkışmak” bunların hepsi FIFA’ya göre suç ama fiiliyatta oluyor.
Sahtecilik yasak yani ismi gizli sponsorlarla futbolun güvenilirliğini riske edemezsiniz çünkü böyle bir uygulama FIFA düzenlemelerine aykırı olur.
Çıkar çatışması; yani senin yönetiminde bulunan ve tarafsız olman gereken bir kişi veya kuruma karşı husumetin varsa görevinde kalamazsın. Ahmet İbanoğlu MHK Başkanı ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı aleyhine suç duyurusunda bulunmuş. Yani Fenerbahçe ve Ali Koç’a karşı iyi duygular beslemiyor, o tarihten itibaren çıkar çatışması nedeniyle görevi bırakması gerekir. Şikayet tarihinden itibaren Fenerbahçe maçlarına yapılan her hakem ataması şaibelidir.
Fanatizm düzeyinde taraftarlık göstermiş birisi TFF’de yönetici olamaz, Fetö kumpası ortada iken telefonundan ByLock çıkan birisi TFF başkanı olamaz, bunların hepsi FIFA düzenlemelerine aykırıdır.
Talimatı aşağıya koyuyorum, hangi kuralı alırsanız alın Türk futbol yönetiminde onu ihlal eden bir örnek muhakkak var.
Şimdi ben Fenerbahçe taraftarı olarak bu kural ihlallerinden en çok Fenerbahçe’nin mağdur olduğunu düşünüyorum, zaten 10 yıldır şampiyon olamıyor.
Ortada yasal olmayan ihlaller silsilesi ve bir mağdur var.
Sonuç: Kazanıldığı sanılan her ne varsa hiçbiri aslında kazanılmamış, kazanılmış gibi yapılmış.
Daha devlette paralel yapılanma kurmuş, her istediğini yaptıran bir bir suç örgütünün kaçak iki üst düzey liderinin kazandığı penaltıları ve kupaları yazmadım bile…
Yani kısacası kendinizden başka kimseyi kandıramazsınız, aslında kendinizi kandırıyor musunuz, yoksa “mış” gibi yapıp kupalara uygun bir tavır mı gösteriyorsunuz o da belli değil.
Son söz; bu kadar açık ihlaller varken soruşturma açılmaması bunun ihlal değil bir organizasyon olduğunu gösteriyor. Belki de yanlış anlıyoruzdur, öyle düşünen insanların hemen soruşturma açıp karanlık noktaları aydınlatması gerekmez mi? Ama yapmıyorlar.
https://digitalhub.fifa.com/m/4f048486c1f7293c/original/FIFA-Code-of-Ethics-2023.pdf
Not; Bu örneklere MAA ve NÖ örneği ile cevap verirseniz “suçüstü” olur çünkü her ikisi de Fenerbahçe Stadı’nın önünden geçemezken bazı TFF yöneticileri üçlü çektiriyor…