İklim değişikliğine bağlı afetlerin sayısı ve şiddeti her geçen gün ülkemizde ve tüm dünyada hızla artarken karşı görüşlerin/iddiaların (dirençlerin) taraftarları da, yaşanan her afet sonrası azalmaktadır.
Nedir bu karşı iddialar (dirençler) ve neden doğru değil?..
1. İddia: Tarih süresince de iklim değişiklikleri olmuş, dünyamız bazı zamanlar çok soğumuş, bazı zamanlar ısınmış ama tekrar dengeye gelebilmiş.
• Neden doğru değil?.. Doğal olayların oluşma süreci milyonlarca yıldır, milyonlarca yılda soğur/ısınır. Halbuki, maruz kaldığımız iklim değişikliği ise son 1 asır gibi doğal süreç zamanıyla kıyaslandığında belki saniye büyüklüğünde bir zamanda oluşmuştur ve ayrıca doğal değil insan kaynaklıdır. Oluşan ısınmanın etkilerinin dengeye kavuşması/giderilebilmesi için insanın milyonlarca yıl zamanı yoktur.
2. İddia: İklim değişikliği doğal bir olaydır, insan bunu engelleyemez. İklim değişikliğini abartan egemen ülkeler gizli ticari/siyasi amaçlarına ulaşmak için iklim değişikliğini kullanıyorlar.
• Neden doğru değil?.. 2015 yılındaki son Paris Anlaşması’nda, iklim değişikliğinin altına 197 ülke imza atmıştır, bu ülkelerin hepsi yanıldılar mı? İklim değişikliğinin altında her yıl eklenen binlerce bilimsel araştırma var iken bunu yadsımak hangi bilimsel gerekçeye dayanıyor? Zaman geçtikçe artan iklim değişikliği kaynaklı afetlerin korkutucu sayısı ve şiddeti, oluşturduğu tahribat, verdiği büyük zararlar bu direnci tümüyle geçersiz kılmaya başlamıştır.
3. İddia: İklim değişikliğine gelişmiş ülkeler, sanayileşme dönemlerinde atmosfere son bir asırda saldıkları sera gazları ile neden oldular, bu şekilde zenginleştiler, şimdi diğer ülkelerin sanayileşmelerini-gelişmelerini yavaşlatmak için bedelini tüm dünya ülkelerine ödetmeye çalışıyorlar.
• Neden doğru değil?:.. Gelişmiş ülkeler, iklim değişikliği için daha çok daha fazla sorumluluk almalıdırlar. Ancak, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin sonuçlarından gelişmekte olan ülkeler, mevcut zayıf altyapı sorunları nedeniyle çok daha şiddetli etkilenmekte, büyük can ve mal kayıplarına uğramaktadırlar. Dolayısı ile “zengin ülkeler zamanında sanayileşirken dünyamızı kirlettiler, şimdi fakir ülkeler de sanayileşsin, gelişsin (ve kirletsin), ondan sonra ne yapılacağına odaklanırız” gibi bir çözüm olasılığı/yeterli-zamanı kalmamıştır.
4. İddia: İklim değişikliği hikayesini gelişmiş ülkeler, pahalı yenilenebilir enerji teknolojilerini daha pahalı satmak için kullanıyorlar.
• Neden doğru değil?.. Sadece yenilenebilir enerjilerin değil fosil yakıtlara dayalı enerjilerin teknolojilerinin çoğunu zaten gelişmiş ülkeler üretmekte ve tüm dünya ülkeleri büyük dövizler ödeyerek onlardan ithal etmektedir. Yenilenebilir enerjilerin teknolojilerinin fiyatları da her yıl düşmektedir ve artık evsel düzeyde uygulamalar için satın alınabilecek maliyetlere yaklaşmıştır. Diğer taraftan, teknolojiye bir kere döviz harcanırken fosil yakıta sürekli her yıl döviz harcanmaktadır. Fosil yakıtlar her ülkede yoktur, Dünyanın çok kısıtlı sayıda bölgesinde yoğunlaşmıştır, bu bölgeleri kontrol edenler fosil yakıtı tüm dünyaya istediği gibi pazarlamaktadır. Ömür boyu maliyet hesaplarında, yakıta/fosil-enerjiye harcanan döviz, elektrik üretiminin teknolojisine harcanan dövizin 10 katına yakındır.
Yenilenebilir enerjiler ise her ülkede bol miktarda vardır, yerli enerjidir ve bedavadır. (Bazı ülkeler soğuktur; güneşi azdır ama bol miktarda suyu ve rüzgarı – enerjisi vardır, bazısı da sıcak ülkedir; suyu ve rüzgarı azdır ama bol miktarda güneşi – enerjisi vardır)
Yenilenebilir enerjilerin dünyanın bir ucundan öbür ucuna, kıtalar arası büyük gemilerle veya pahalı boru hatları ile taşınma problemi de yoktur, devasa elektrik santrallerinde olduğu gibi yakma ve aşırı basınçlarda çalışma/bakım zorlukları da yoktur.
Hatta çatı tipi güneş PV panellerinin ürettiği elektriği iletme sorunu da (iletim kaybı) yoktur, çatıda üretilen elektrik doğrudan altındaki binada kullanılabilmektedir.
Dünya ekonomisi yeni bir yola girmek üzeredir ve ekonominin ağırlığının iklim temelli yaklaşımlar olacağı gözükmektedir.
İklim değişikliğinin çözümü kolaydır; etkin enerji yönetimi yapmak, yerli ve temiz enerji kaynaklarımızı azami değerlendirerek iklim değişikliğine çare olurken diğer taraftan enerji bağımsızlığımızı da elde etmektir.
Ayrıca, tarihte, fosil yakıtların paylaşımı ile ilgili çıkan birçok savaş duyduk ama yenilenebilir enerji için çıkan bir savaş duyan var mı?
Ayhan Sarıdikmen