Mentor
Altay-Göztepe maçındaki olaylar bazıları için sürpriz olabilir ama bir çoğumuz için sürpriz değil, maalesef daha da kötü olacak…
Yaklaşık 30 yıldır devam eden bir çürüme süreci bu; taraflı TFF başkanları, derin devlet, tarikat ve Fetö ilişkileri ve futbol yönetiminin zaman içinde mafyalaşması futbol seyircilerinde sonuçların saha içinde alınmadığına dair kanıyı güçlendirdi, adaletin olmadığı yerde mafya ve şiddet baş gösterir, gerçek bu.
Bu ülke büyük utanmazlıklar gördü, saha dışında kazanmayı içselleştirip başkanı Fetö denen terör örgütü tarafından esir edilip polis, savcı, SPK her türlü devlet gücü altında ezilen Fenerbahçe’ye karşı Fetö polis ile iş birliği yapıp el kadar bebeleri gazda boğmaktan mutlu olan soysuzluk gördü.
Fenerbahçe pusuya düşürüldü, özellikle takım otobüsü şoförü hedef alınarak neredeyse istihbarat örgütü operasyon planı ile yok edilmek istendi, mermi taşa, sorumlular ise faili meçhule döndü ama futbola bulaşan soysuzluk bundan şaklabanlık, tişört ve mutluluk çıkardı. Olaylar çirkin, bayağı bir mikro milliyetçilikle örtüldü.
Bitmedi, bunun bir de sosyolojik yanı var… 30 yıldır sistematik olarak devam eden bir “çürütme politikasının” tesadüf olduğunu kimse söyleyemez, bir toplumu yok etmenin temeli onun kültürünü yok etmektir. Futbol yıllardır bunun için kullanıldı, kullanılıyor; çocuklar futbol yıldızlarını örnek alıp 30 yıldır süren bu ahlaksızlığı içselleştiriyor ve toplumumuz çürüyor.
Bu çocuklar Hakan Şükür’ü, Arif Erdem’i örnek aldı, Fetö denen suç örgütünün ağına düşürüldüler, örgüt semirdi, büyüdü milyonlarca insanı mağdur etti, en sonunda da katliama girişti. Şimdi “bizim suçumuz yok biz Cumhuriyetçiyiz” demek kadar iki yüzlü bir söylem düşünemiyorum.
Hangi sportif ahlak rakip koça alenen küfür eden ve bunu düzenli olarak yapan ve sporculuğu vasat altı olan birini yıllarca kadrosunda tutar, belli ki bu davranış tarzından bir beklentisi var.
Şimdi aynı sistem bir başka tarikat bağlantılı yeni oyunlara girişiyor: Futbol aracılığı ile devletin mallarına el koymak, tarikata para akıtmak ve saha dışında elde edilecek çalıntı başarılarla bunları örtmek, kısacası eski hikâye yeni oyuncular…
Biz Fenerbahçe’yiz, bu oyunları çok gördük ve dışında kalmayı başardık. Toplum da görüyor; bu ahlaksızlık ya toplum tarafından cezalandırılacak ya da ahlaksızlığın kendi sistem olacak ki bunun olmaması için tek umut Fenerbahçe’dir.
Futbol, suç, vahşet, çürüme bunlar ortada olan suçlular temizlenmeden düzelmez. Benim bildiğimi herkes biliyor ama kimse bir şey yapmıyor. Bu ülke sporu mikro milliyetçilik ve tarikat bağlantılı misyoner organizasyonlar yok edilmeden temizlenmez.