Çin, son zamanlarda her ne kadar İsrail ve Hamas krizinde bir arabulucu olarak ortaya çıkmak istese de yapabilecekleri şimdilik sınırlı görünüyor.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, hafta sonu krizin bölgesel bir savaşa dönüşmemesi için ABD’de görüşmeler gerçekleştirdi.
ABD ise bir çözüm bulmak için Çin ile beraber çalışacağını açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında ateşkesin ilan edilmesi için en fazla çabalayan kişilerden biri olan Wang, Filistinli ve İsrailli meslektaşlarıyla da görüştü.
Çin’in Gazze’de Hamas’ı, Lübnan’da Hizbullah’ı destekleyen İran ile yakın ilişkilerinin olması, krizin hafifletilmesinde rol oynayabileceği umudunu yaratıyor.
Financial Times gazetesi, ABD’li yetkililerin Wang’a “İranlıları sakinleştirmesi için” baskı kurduğunu yazdı.
Çin, İran’ın en büyük ticaret ortağı. Aynı zamanda bu yılın başında Suudi Arabistan ve İran arasında gerilen ilişkilerin gevşemesini de sağladı.
İran ise Gazze’deki krizin çözülmesi için Çin ile iletişimini güçlendirmeye hazır olduğunu aktardı.
ABD Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) bağlı bir düşünce kuruluşunda Çin dış politikası uzmanı olan Dawn Murphy, krizin bütün aktörleriyle dengeli bir ilişkisi olduğu için Çin’in ılımlı bir arabulucu olabileceğini aktarıyor.
Çin’in Filistinliler, Araplar, Türkler ve İranlılar ile olumlu ilişkileri olduğunu söyleyen Murphy, ABD’nin de İsrail ile yakın ilişkisi olduğu düşünüldüğünde bu iki ülkenin bütün aktörleri masaya getirebileceğini belirtti.
Ancak diğer uzmanlara göre Çin, Orta Doğu politikasında küçük bir aktör.
Çin’in Orta Doğu ilişkileri uzmanı olan Atlantik Konseyi’nden Jonathan Fulton, “Çin meseleyle ilgili ciddi bir aktör değil. Bölgedeki kimse Çin’in çözüme ortak olmasını beklemiyor” diyor.
Çin’in Filistin ile tarihi bağı
Çin’in krizle ilgili ilk açıklamasında Hamas’ı kınamaması ve İsrail’in kendini savunma hakkını dile getirmemesi yüzünden İsrail büyük bir hayal kırıklığı duyduğunu açıklamıştı.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, daha sonra yaptığı açıklamasında bütün ülkelerin kendini savunma hakkı olduğunu, ancak İsrail’in kendini savunmaktan daha öte politikalar takip ettiğini dile getirdi.
Çin uzun zaman boyunca Filistin davasına açık bir destek verdiği için dengeli bir tavır takınmakta zorlanabilir.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong, Filistinlilerin “ulusal özgürlük hareketini” desteklemek adına dünyanın dört bir yakınındaki Filistinlilere silah yardımında bulunmuştu.
Sonraki yıllarda ise Çin ekonomik ve siyasi olarak İsrail ile ilişkisini normalleştirdi ve milyar dolarlık bir ticari ilişki kurdu.
Ancak Çin’in açık bir şekilde Filistinlileri desteklemeye devam ettiğini belirtiyor.
Son açıklamalarında Çinli yetkililer ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bağımsız bir Filistin devleti kurulması gerektiğini dile getirdi.
Çin sosyal medyasında ise kimi kullanıcılar İsrail’in hareketlerini Nazilerle kıyaslayarak “Filistinlilere soykırım uygulandığı” suçlamasında bulundu.
Çin’deki İsrail Büyükelçiliği’nde çalışan bir kişinin bir aile üyesinin bıçaklanması gerilimi daha da artırdı.
Çin’in İsrail ve Hamas arasındaki krize çare olmaya çalışmasının bir nedeni, çatışmaların uzamasının Orta Doğu’daki ekonomik çıkarlarının zarar görmesine yol açma ihtimali olabilir.
Çin ekonomisi petrol ithalatına dayanıyor; ithal ettiği petrolün yarısının da Körfez’den geldiği düşünülüyor. Orta Doğu ülkeleri Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nde önemli bir rol oynuyor.
Diğer yandan Çin’in bölgedeki krize dahil olması imajının güçlenmesi için altın değerinde bir fırsat olabilir.
Murphy’ye göre “Çin’in Filistinlileri desteklemesi Arap ülkeleri, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ülkeler ve dünyanın güneyinde yer alan ülkeler arasında” bir anlam ifade edebilir.
ABD hegemonyasına karşı düzen vaadi
Savaşın başlaması, Çin’in kendisini dünya için ABD’den daha iyi bir alternatif olarak sunduğu bir döneme denk geldi.
Bu yılın başından beri Çin, ABD hegemonyası altındaki bir dünya düzenini eleştiriyor.
Çin, resmi olarak ABD’nin İsrail’i desteklemesini eleştirmese de Murphy, Çin devlet medyasının “ulusal ruhu kışkırtarak Orta Doğu’da olanları ABD’nin İsrail’e desteğine bağlamaya çalıştığını” aktarıyor.
Çin askeri gazetesi PLA Daily, ABD’yi “yangına körükle gitmekle” suçluyor, bu söylem Pekin’in Washington’ı Ukrayna’ya yardım etmekle suçlamasıyla aynı.
Bir başka görüş de Çin’in ABD’ye karşı bir duruş geliştirerek rakibinin küresel rolünü azaltmaya çalıştığı yönünde.
Ancak Çin’in Hamas’ı açıkça kınamaması kendi pozisyonunun da zarar görmesine yol açabilir.
Diğer yandan Çin, Filistinlilerin ulusal davasına destek verirken Uygurlara karşı gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri ve Tibet’teki asimilasyon politikalarıyla eleştirildiği bir konumda bulunuyor.
Analistlere göre bu durum Arap dünyası için bir sorun oluşturmasa da Çin kendi çıkarları için İsrail ve Hamas krizini kullanıyor gibi görünebilir.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ise ülkesinin sadece Orta Doğu için barış getirmek niyetinde olduğunu, “Filistin davasıyla ilgili bencil bir talebinin olmadığını” dile getirdi.
Ancak şimdi buna dünyayı da ikna etmesi gerekiyor.