Başlığı ciddiye alanlara şimdiden söyleyeyim, bu bir şaka…
Ama bonobo adını ilk kez duyanlar için önce onlarla başlayalım çünkü şempanzeyle ilgili kısmı zaten herkes biliyor.
Bonobolar “cüce şempanze” olarak adlandırılır. Ayrı bir cins olarak kabul edilmesi 1928 yılına rastlar. Belçika’daki Tervuren müzesinde bulunan ve genç bir şempanzeye ait olduğu düşünülen bir kafatası üzerinde çalışan Amerikalı anatomi uzmanı Harold Coolidge tarafından incelediği kafatasının bir Bonobo’ya ait olduğu 1928’de keşfedildi. Ancak bu konudaki bulguları 1929’da bilimsel yayın haline getiren Alman Ernst oldu.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan bonobolar, anaerkil toplum yapısına sahiptir. Dişiler arasındaki örgütlenme şempanze türünde olduğundan farklıdır. Yine şempanzelerden farklı olarak bonobo erkekleri arasındaki iş birliği düzeyi oldukça düşük.
Şöyle bir örnekle durumu açıklamak daha iyi olacak: Bir dişi bonoboya bir erkek tarafından saldırı gerçekleşirse dişiler bir araya gelip erkeği kötekliyor. Ama bir erkek bonoboya saldırı olduğunda diğer erkekler asla bir araya gelip buna karşılık vermiyor. Tabii bu duruma bakarak bonobolarda baskın bir dişi saldırganlığından söz etmek yanlış olur çünkü bonobolar belki de en barışçıl primatlar.
Şimdi geldik en can alıcı noktaya.
Bonobolarda seks yalnızca bir üreme aracı değil, sosyal bir davranış özelliği de. Bu özelliğiyle bonobolar Homo sapiene benziyor yani bize. Ancak bonobolar bizden çok daha yalın ve açık bir biçimde kullanıyor seksi. Açık dedim, çünkü insanlar seksi toplumsal baskıların altında açık ve dolayısıyla başarılı bir biçimde kullanamıyor.
Ne demek istediğimi açayım.
Bonobolarda seks erkek ve dişi arasında toplumsal dengelerin kurulmasında bir kaldıraç görevi görüyor. Seksi yalnız üremek için değil toplum içi ya da bireyler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için de kullanıyorlar. Hatta bir ödüllendirme aracı seks onlarda.
Yalnızca ana oğul arasında seks olmuyor diğer tüm bireyler arasında seks yapılıyor. Bu arada tıpkı insanlardaki gibi bonobolar da yüz yüze çiftleşebiliyor.
Şempanzeler sorunlarını şiddetle çözerken bonobolar birbirine dokunarak veya seks yaparak barışı sağlayabiliyor. Bonobolarda cinsellik yalnızca erkek dişi arasında yaşanmıyor, erkekler arasında veya dişiler arasında da yaşanıyor. Dişilerin cinsel organlarını birbirine sürtmeleri veya erkeklerin penislerini birbirine değdirmelerine sık rastlanıyor.
Bonobolar bu cinsel oyunları sorun çözmek için kullanıyor sıkça, zevk almak için değil. Yani seks sorun çözmenin dolayısıyla barış içinde bir arada yaşamanın bir aracı onlarda.
Şimdi tüm bunlara bakarak diyeceksiniz ki o zaman biz bonobolara şempanzelerden daha yakınız, evet ben de öyle düşünüyorum. Zaten bonobolar tıpkı Homo sapien gibi daha zayıf, şempanzelerden daha kısa üstelik kas ve iskelet yapıları da onlardan farklı. Uzmanlar kas ve iskelet sisteminin Homo sapienin insansı atalarına daha çok benzediğini fark etmiş durumda. Tabii Homo sapienin anaerkil bir toplumsal yapıya sahip olmadığına bakarak “yok canım onlara bu açıdan pek benzemiyoruz” demek biraz yanlış olur. Çünkü ilk çağlarda Homo sapien de anaerkil bir yaşam yapısına sahipti.
Ataerkillik şempanzelerde hep varken homo sapienlerde bu son birkaç bin yılda üretim ilişkilerinin değişmesiyle oluştu. Yani ilk çağlarda şempanzelere değil bonobolara benziyorduk yaşam biçimi bakımından, şimdi artık rahatlıkla şempanzelerin şiddet dolu toplumsal yaşamına benzer bir yaşam sürdüğümüzü söyleyebiliriz.
Belki bu açıdan da Homo sapienin bonobolara daha yakın bir geçmişi olduğuna bakarak ortak atanın şempanze ile değil bonobo ile aynı kökten çıktığını söylemek mümkün. Tabii buna uzmanlar karar verecek. Çünkü onlar arasında da bu tartışma giderek yaygınlaşıyor.
Örneğin Hayvanbilimci Frans B. M. de Waal, insanoğlunun geçmişini anlamak için şempanzeler, bonobolar ve insanın içinde bulunduğu üçlünün araştırılmasının temel olacağını söylüyor. (1)
Bonobolarla şempanzeler sanki birbirinden çok uzak cinslermiş gibi bir laf ettim biraz önce ortak atadan ayrılma konusunda. Homo sapienin şempanze veya bonobolardan birinden evrildiğini söylemek daha doğru olacak. Çünkü ikisi de DNA olarak insana aynı yakınlıkta. Ama gerek sürdürdükleri toplumsal yaşam gerekse kas ve iskelet yapısı konusunda bonoboların bize daha çok benzediğini söylemek istiyordum.
Şimdi yazacaklarım konusunda ise herkes kendi kararını versin çünkü ben işin içinden pek çıkamadım.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ndeki bir bonobo barınağı olan Lola ya Bonobo’da 2010 yılında yapılan deneyler, bitişik odalara konulan bonobolardan sadece birine yiyecek verildiğinde, bu bonobonun o yiyeceği tek başına yemektense diğerleriyle paylaşmayı tercih ettiğini gösteriyor. (2)
İnsan olsa bunu yapar mıydı acaba?
Bu arada bonobolar doğal ortamlarında ortalama kırk yıl yaşıyor esaret altında ise yaşam süreleri 60 yıla kadar çıkıyor. Diğer primatlarla birlikte bonoboların da türü tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar 2050 yılında kadar birçok primatın yani atalarımızın yok olacağını belirtiyor. Nedeni ise AVCILAR yani insan.
Herkese keyifli günler dilerim.
metinglb@yahoo.com.tr
KAYNAKLAR
1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Bonobo
2- https://arkeofili.com/bonobo-ve-sempanzeler-insanlar-hakkinda-ne-anlatiyor/