1924-1926 yılları arasında Darüşşafaka’da okuyan ünlü yazar Aziz Nesin, 4 Temmuz 1960 tarihinde Akşam gazetesinden yayımlanan “Darüşşafaka” başlıklı köşe yazısında okuldan neden ayrıldığını şöyle anlatmıştı:
Annemin en büyük üzüntüsü benim nasıl okuyacağımdı. Dördüncü sınıfa geçmiştim. Ama annemin beni adadaki ilkokula gönderecek gücü yoktu. beni parasız yatılı bir okula vermeyi düşündüler. Ama ilkokulu bitirmeyen öğrenciler için böyle bir okul yoktu. Yalnız Darüşşafaka vardı. Darüşşafaka, dördüncü sınıfa yarışma sınavıyla parasız yatılı öğrenci alıyordu. Ama Darüşşafaka’ya yalnız babasız çocuklar alınıyordu. Oysa benim babam vardı. Vardı ama, neredeydi? Belki o gün, belki birkaç ay sonra babam çıkıp gelecekti bir yerlerden..
İmam Şevket Efendi ya Salim Bey’in çok iyiliklerini görmüş ya babamı çok seven biri ya da çok merhametli bir insan olacak ki, o ilmühaberi yazdı, altını mühürledi, imzaladı, bana verdi. Onun mühürleyip bana verdiği ilmühaberde, babam ölmüş diye yazılı değildi, yalnızca “Mehmet Nusret’in babasının bulunmadığı” yazılıydı. Şevket Efendi o kağıdı vermemiş olsaydı, ben şimdi bu satırların sahibi olamayacaktım, bugünkü kişiliğimi kazanamayacak, dahası ilkokulu bitirmek olanağım bile olmayacaktı..
1926’da Darüşşafaka’nın giriş sınavını biz yüz çocuk kazanmıştık. Aklımda kaldığına göre okula otuz çocuk alacaklardı. Bahçede, merdiven dibinde kura çekiliyordu. Çocuklar gelip elini torbaya sokuyor:
Boş.. Boş.. Boş..
Boş çekenler, boynu bükük, küskün, dargın dönüp gidiyorlardı, ağlıyorlardı.
Boş.. Boş..
İlk doluyu ben çekmiştim. Şimdi düşünüyorum, acı acı düşünüyorum. Ya boş çekseydim? Belki okuryazar bile olamazdım, şimdi yoktum. Bütün bir yaşam, küçük bir kağıdın üstünde “boş” ya da “dolu” yazılı olmasına bağlı.
Ben Darüşşafaka’ya babasız olarak girdim. Ama iki yıl sonra babam çıkıp geldi. Babama kavuşmanın sevinci, babasız arkadaşlarımın ekmeğini yemenin acısına karıştı. On bir yaşımın küçük omuzlarına çöken bu ağırlığa dayanamadım. Hiç kimseciklere bugüne değin bir şey söylemeden Darüşşafaka’dan kaçtım.