Halil Ocaklı (halilocakli@yahoo.com)
Atatürk tarafından kendisine Dilaçar soyadı verilen Agop Martayan Dilaçar, Türkçe, Ermenice, İngilizce, Yunanca, İspanyolca, Latince, Almanca, Rusça ve Bulgarcayı anadil düzeyinde bilmekteydi. Ayrıca 13 dilde daha oldukça akıcı-orta akıcı konuşuyordu. Dilaçar hocamız Türk Dili bilimine olağanüstü katlılar sağlamış Atatürk soyadını da önermiş bir dil bilim insanıdır.
Günümüzde birden fazla dilde ustalaşmış insanların sayısı artıyor. Bazılarımız için olanaksız gibi görünüyor olabilir ama 4 – 6 ya da çok daha fazla dil bilenler gittikçe çoğalıyor. Çevrimiçi iletişimin gelişmiş olmasının bunda elbette büyük etkisi oldu.
Çok dil konuşabilen kişilere “Poliglot” deniyor. Yunancada “Poli” çok ya da çoklu demek, “Glot” ise dil ya da dilli demektir.
Peki, çok dillilerin ortak yanları nedir, nasıl oluyor da onlar bu kadar rahat dil öğrenebiliyor? Başta şunu belirteyim ki, poliglotların sürdürülebilir dil öğrenmesinin arkasında sihirli bir formül yok.
Ekonomik durumları iyi olduğu için zaman yaratabildikleri ve bunun için dil öğrenmede başarılı oldukları savı doğru değildir. Pek çok göçmen İngilizce bilmeden gittiği Amerika’da büyük başarılara imza atmıştır.
Örneğin Avusturyalı bir orman köylüsü olan Arnold Schwarzenegger, çocukluktan itibaren ABD’ye gitmeyi düşlemiş. Arnold 21 yaşındayken yalnızca 15-20 kelime İngilizce bildiğini önemsemeden yola çıktı. Cebindeki son 500 dolarla ABD’ye gitmiş, California valiliğine kadar yükselebilmiştir. Dili merak ve motivasyon öğretir.
Ana dili dışında dilleri konuşabiliyor olmak, kişiye hem doyum duygusu hem de belli ölçüde ekonomik rahatlama duygusu verir. “Nasıl olsa 2-3 dil biliyorum, ailemi geçindirecek parayı her zaman kazanabilirim” diye bir rekabet avantajı sunuyor. Şu dönemde bile online özel ders verebilir.
Dil öğrenmek sıkıcı değil, eğlenceli olmalı
Poliglotların önemli ortak özelliği dil öğrenirken eğlenmeleridir. Bu da doğal olarak ilgi ve motivasyonlarını yüksek tutuyor. Nereden mi biliyorum, çünkü ben de onlardan biriyim ve bu yazıda aslında kendi deneyimlerimi içtenlikle paylaşıyorum.
Şimdi şu ortak özellikler konusunu biraz daha açalım. Poliglotlar:
• Bellekleri daha güçlü kişiler değil
• Beyinleri süper işlek ya da daha büyük değil
• Kısacası özel dil yetenekleri yoktur
• Ama onlar dil öğrenmekten zevk alır. Poliglotlar dil öğrenme sürecini eğlenceli hale getirmenin ve tadını çıkarmanın bir yolunu mutlaka bulur
• Dillere karşı duydukları ilgi ve heyecan nedeniyle farkında olmadan, zorlanmadan ve motive olarak öğrenirler
• Dil öğrenmek onlar için neşeli ama aynı zamanda disiplinli ve sistematik bir oyun gibidir
• Poliglotlar, matematik dersinde çarpım tablosu ezberler gibi sıkıcı kural tablolarını, tensleri (zamanlar) ya da söz listelerini oturup ezberlemez
• En kısa zamanda öğrenmeye başladıkları dilde düşünmeye çalışırlar
• Göz ve kulak dolgunluğu edinmek için beğendikleri bir filmi yeni dilde defalarca izleyebilirler
• Dinleyecek birini bulup öğrendiklerini hemen konuşmaya çabalarlar. Hiç kimseyi bulamazlarsa ayna karşısında konuşurlar
• Onlar için gramer olarak doğru konuşmaktan çok “doğru anlaşmak” önemlidir
• Bir poliglot dilin patronu olmaya çalışmaz, tam tersine dilin kendisini çevrelemesine ve zamanı ele geçirmesine izin verir
• Yabancı dili günlük yaşantının önemli bir parçası haline getirir. Böylece yabancı dil, yabancı olmaktan çıkar.
• Poliglotlar, kariyer yolunda CV’leri etkileyici görünsün diye değil, dil öğrenmeyi sevdikleri ve ilginç buldukları için öğrenir
• Kolay iş bulmak, terfi ya da maaşa zam almak gibi durumlar zaten çok dil bilmenin birer yan ürünüdür
• Dil öğrenmek insanın kendine ve çocuklarına yapacağı en verimli yatırımlardan biridir
Güzel haber şu: Herkes herhangi bir dili öğrenebilir. Dil öğrenmeye başlamak için ekonomik durumun iyi olması da gerekmiyor. Ayrıca herhangi bir yaş sınırlaması kesinlikle yoktur. Hangi ekonomik konum ya da yaşta başlarsanız başlayın, yeni bir dili öğrenmiş olmanın tüm yararlarını net olarak görebilirsiniz.
Bir çok ücretsiz çevrimiçi akıllı uygulama ile birbirinden güzel binlerce dil öğreten YouTube videosu meraklıları bekliyor.
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.