Gazeteci Faruk Bildirici, İbrahim Haskoloğlu’nun tutuklama kararının çelişkilerle dolu olduğunu belirterek, “Sahte belge ise neden gizli kalması gereksin ki?” başlıklı aşağıdaki yazıyı kaleme aldı:
“Siyasi müdahaleye açık yargının yeni kurbanlarından biri olan İbrahim Haskoloğlu gazeteci tanımına ne kadar uyuyor doğrusu emin değilim. Tartışmaya açık bir konu bu. Belki “Sosyal medya gazetecisi” demek daha doğru olabilir.
Sosyal medya hesaplarında daha çok medyadan aldığı bilgileri paylaşıyor, arada içerik üretiyor; kayda değer isimlerle söyleşiler ve haberler de yapıyor. Haskoloğlu “gazetecilik” yaptığını söylüyor ve tutuklanmasıyla ilgili haberlerde gazeteci olarak tanımlandı. O nedenle tutuklanıp sekiz gün sonra salıverilmesini, gazetecilik, medya ve ifade özgürlüğü açısından değerlendirmekte yarar var.
İbrahim Haskoloğlu’nun, bilgisayar korsanlarının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın kişisel bilgilerini e-Devlet’ten sızdırdıkları yolundaki paylaşımı nedeniyle tutuklanmasının gerekçelerinden biri, “Ele geçirilen bilgilerin devletin üst kademesini ilgilendiren ve gizli kalması gereken bilgilerden olması”ydı.
Oysa İbrahim Haskoloğlu, 12 Nisan’da Erdoğan ve Fidan’ın kimlik kartı görsellerini paylaşırken “Yaklaşık 2 ay önce yayındayken bana bir hacker grubu ulaştı. e-Devlet ve devlete ait sitelerden verilerin çalındığını söylediler. Verileri hâlâ da sızdırıyor olduklarını belirttiler. Bazı devlet yetkililerinin bilgilerini benimle paylaştılar. Buna yeni kimlik kartları da dahil” ifadesini kullanmıştı. Devlete bilgi vermek için çalıştığını ifade etmişti.
Bu paylaşımın sosyal medyada yayılmasının ardından İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, “e- Devlet verilerinin sızdığı” iddiasını reddederek, “sızan veriler arasında kimlik fotoğrafları ve güncel adreslerin yer aldığı iddiasının bir tür oltalama ve dolandırıcılık yöntemi olduğu” açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi e-Devlet Kapısı’nın açıklamasında da “e-Devlet Kapısı veri sızıntısı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır” deniliyordu.”
Yazının devamı için tıklayın