Те, кому нечего ждать, отправляются в путь (*)
Rusya Federasyonu’nun (RF) ana arterleri süratle ele geçirerek bir şok yaratma, böylece bir askeri darbe de dahil çeşitli biçimlerle rejimi devirme stratejisiyle 24 Şubat’ta Kiev, Çernigiv, Sumi hattında başlattığı operasyonunu sona erdirmesinden ve Kremlin’in “ikinci aşama” olarak adlandırdığı Donbas’a odaklı yeni stratejisine geçiş yapmasından sonra kaleme aldığım “Stratejik inisiyatif Rusya’da” başlıklı analizimde şu üç öngörüde bulunmuştum:
“İlk olarak, Mariupol’ün tamamen düşürülmesi sağlanacaktır. İkinci olarak, Rusya’nın büyük kısımlarını kontrol altına aldığı Kırım’ın kuzeyindeki iki büyük oblast olan Herson ve Zaporijya’da tıpkı Donetsk ve Luhansk’ta olduğu gibi de facto bağımsızlık ilanları olabilir. Üçüncü olarak, Odessa’da bir askeri çıkarma görebiliriz. Rusya’nın yeni Ukrayna’sında ben Odessa’nın olmadığını düşünüyorum.”
“RF’nin yeni Ukrayna’sı” önemli, buna döneceğim.
RF’nin Lugansk’ı tümüyle kontrol altına aldığı, faşist Kiev rejiminin Mariupol, Severodonetsk, Lisiçansk gibi önemli kasabalarda bir bir ezildiği günlerde bu analizi tamamlaması açısından “Stratejik üstünlük Rusya’da” başlıklı bir analiz daha yayımlamış, “RF’nin yeni Ukrayna’sı” ifadesini şu şekilde açıklamıştım:
“Donbas’ı kurtarmaya ve Transdinyester’e bir hat çekmeye odaklanan askeri strateji telaş yaratıyor, çünkü Rusya’nın askeri kapasitesini etkili bir şekilde kullanabilmesinin önünü açıyor. Şimdi mevcut rejim tanınıyor ve bu tanınan rejim ‘düşman’ olarak görülüyor. Rusya, Ukrayna’yı kontrol altına almayı değil; Ukrayna’nın sınırlarını kendi jeopolitik çıkarları lehine değiştirmeyi istiyor. Donbas’ın kurtarılması, Herson ve Zaporijya’da referandum, Odessa’ya harekat… Başarılı olur ya da olmaz, Rusya’nın değişen stratejisinin zaferi için izleyeceği yol budur.
Savaşa dahil olmak ya da bugünlerde basınlarında sıkça tartıştıkları gibi Rusya’nın açtığı nükleer karta aynı şekilde karşılık vermek gibi radikal ve ölümcül kararlar almadıkları takdirde ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Batı hegemonyasının yaşanacak süreci izlemek dışında bir seçeneği bulunmuyor.”
Eşik
Bu satırlarda bir şerh olarak geçen “savaşa dahil olmak” faktörü, bugün bir realite hâline gelmiştir. Bir başka şekilde söylersek, ABD-İngiltere öncülüğündeki NATO, RF ile faşist Kiev rejimi arasındaki savaşa müdahale etmiştir.
Bu bir eşikti ve bu eşik NATO’nun attığı adımlarla geçildi.
RF bunu fark edemedi veya fark etti fakat önleyemedi.
Aslında tüm bu süreç farklı bir şekilde de gelişebilirdi.
Bir ucunda “her iki tarafın da tavizlerini içeren bir barış”, öbür ucunda “çok daha kanlı bir savaş” olan bu ikilemi “NATO yol ayrımında” başlıklı analizimde değerlendirmiştim:
“NATO ya yıpratma stratejisinden vazgeçecek ve başlangıçta ileri sürdüğü maksimalist taleplerini bırakarak Rusça konuşan çoğunluğun yaşadığı bölgeleri ilhak etmeye odaklanmış Rusya ile NATO’nun daha fazla yayılmamasını da kapsayan yeni bir statüko üzerinde anlaşacaktır ya da kaybettiği stratejik üstünlüğü geri alabilmek ve mevcut statükonun varlığını sürdürebilmek için yeni bir politik-askeri enstrüman keşfedene kadar gelişmeleri izlemeye ve bu süre boyunca da Ukrayna’nın sivil-askeri kaynaklarını tüketmeye devam edecektir.”
Tahmin edildiği gibi bir “anlaşma” yerine, “yeni politik-askeri enstrüman” keşfetme yoluna gidildi ve bu “yeni politik-askeri enstrüman” NATO’nun fiili olarak Ukrayna’ya “çökmesi” formülünde bulundu.
RF açısından bu eşiğin geçildiğinin idrak edildiği ve bir karşılık verilmesi gerektiğinin anlaşıldığı an ise Harkov karşı saldırısı oldu.
Harkov’da RF için bir bozgunla biten bu karşı saldırının ardından muhtemel iki farklı senaryo ve sonuçlarını “Rusya bir ikilemle karşı karşıya” başlıklı analizimde sunmuştum:
“Bir: Kaybedilen stratejik inisiyatif geri alınmadığı takdirde Harkov’da olduğu gibi yeni karşı saldırıların hedefi olması muhtemel öbür bölgelerden de vazgeçilecek, ‘özel askeri operasyon’ ağır bir psikolojik-politik yenilgiyle sonlandırılacak.
İki: Büyük ölçüde imha edilen askeri altyapıya ek olarak elektrik-iletişim-ulaşım altyapılarına dönük dün ilk defa gerçekleştirilen füze saldırıları genişletilerek ve devamlı kılınarak sürdürülecek, rejimin tam teşekküllü savaşına aynı yoğunlukta karşılık verilecek, cephedeki piyade niceliğinde hızla artışa gidilecek, tüm bunların sağladığı avantajlı koşullarla derhal savunma pozisyonundan çıkılarak aşama aşama planlanan hedeflere doğru harekete geçilecek.”
İkincisi seçildi.
NATO’nun değişen stratejisine, aynı şekilde karşılık verildi.
Öncelikle 300 bin Rus vatandaşını kapsayan bir kısmi mobilizasyon kararı imzalandı, ardından Hava-Uzay Kuvvetleri kökenli General Sergey Surovikin birleştirilmiş güçlerin komutanı olarak atandı, daha sonra da sivil altyapılara yönelik şiddetli saldırılar düzenlenmeye başlandı ki bu hâlâ sürüyor.
Son
-RF için artık savaşılan güç “faşist Kiev rejimi” değil NATO’dur.
-RF için artık sürmekte olan savaş bir “özel askeri operasyon” değil, bir anti-terör harekâtıdır.
-RF için artık strateji “Ukrayna’nın sınırlarının değiştirilmesi” değil, (yeniden) bir rejim değişikliğidir; çünkü şimdi çok daha net anlaşılıyor ki bir rejim değişikliği sağlanmadan bu savaşın bitmesi mümkün değildir.
Peki şimdi neler olması beklenebilir?
RF’nin Kiev, Çernigiv, Sumi yönünde kasım ya da aralık gibi geniş kapsamlı bir saldırı başlatması öngörülebilir. Bu, son bir meydan okuma anlamına geliyor.
Peki, bunun şartları nelerdir?
Sivil-askeri altyapılara yönelik saldırılara aralıksız şekilde devam edilmesi ve böylece, NATO-Ukrayna birliklerinin ulaşımının ve iletişiminin kesilmesi, yerleşim birimlerinin enerji kaynaklarından yoksun bırakılmasıdır.
RF için “detant” (yumuşama) dönemi kapanmıştır.
Ek
AB ülkelerinde kendisini hissettirmeye başlayan toplumsal hareketlilikler ve RF-NATO mücadelesinin iktisadi boyutlarına bir başka gün bakacağım.
Şimdilik Rus sermaye sınıfının “genel” çıkarlarının şu anki politik-askeri durumla uyum içerisinde olduğunu belirtmekle yetinelim ve bu “genel” çıkarların jeopolitik maskesi ardındaki başarılı sözcülerinden Aleksandr Dugin’den bir alıntı ile bitirelim: “Eğer Rusya yükselişe geçmezse bir düşüş sürecine girecektir.”
(*) Sovyet rock grubu Kino’nun Спокойная ночь şarkısından, “Hiçbir şeye sahip olmayanlar, kendi yolunda devam edecek” anlamına gelen bir dize.