Prof. Dr. Osman Akdemir
ABD’li bir araştırma grubu 2006 yılında olumlu duyguların damar işlevlerine etkisini incelemek maksadıyla küçük, ilginç bir çalışma yaparak bulgularını prestijli bir dergide yayınladı. Yaş ortalaması 33 olan 20 sağlıklı katılımcının kol atardamarı işlevlerine dair ultrason ölçümleri yapıldıktan sonra onlara 48 saat arayla birisi zihinsel gerilimi diğeri kahkahayla gülmeyi tetiklemesi beklenen 15–30 dakikalık iki film bölümü izlettirildi. Gerilim hissi için seçilen 1998 yapımı “Er Ryan’ı Kurtarmak” filminin açılış sahnesi, kahkaha için seçilen 1998 yapımı “Ah Mary Vah Mary” ya da 1996 yapımı “Kingpin” filmlerinden seçilmiş sahnelerdi. Başlangıçta yapılan ölçümler kahkaha ve zihinsel gerilim yaşandıktan sonraki ilk dakikada tekrarlandılar.
20 gönüllüden 14’ünde gerilim hissi oluştuktan sonra kol atardamarı kan akımında azalma, kahkaha sonrasında ise 19’unda kol atardamarında genişleme ve kan akımında artış kaydedildi. Gerilim hissinin etkisi daha önce öfke ya da zihinsel stres sonrası gözlenmiş olanlara, kahkahanın etkisi egzersizle ya da bazı ilaçlarla görülenlere benzemekteydi. Bundan üç yıl sonra başka bir grubun farklı yöntemlerle ölçümler yaptıkları benzer bir çalışmanın sonuçları tüm bunları destekler nitelikteydi. Kahkaha attıktan hemen sonra atardamarların esneyebilirlik kapasiteleri artıyordu.
Aslında tıp camiasının konuya ilgisi yeni değil; şiddetli ağrılar nedeniyle uyuyamayan bir ankilozan spondilit hastasının içten bir kahkaha sonrasında en az iki saat uyuyabildiğini keşfederek bunu tedavisinin bir parçası haline getirdiği 1976 yılından bu yana kahkaha atmanın farklı vücut sistemlerine olumlu etkilerini rapor eden çalışmalar yayınlanıyor. Depresyona, uykusuzluğa, bunamaya bağlı semptomlara iyi geldiğine, bağışıklık sistemine, insülin duyarlılığına olumlu katkı yaptığına dair bulguların yanı sıra kahkahayla gülmenin koroner kalp hastalarında olumlu etkilerini rapor eden, bir nevi “kalp koruyucu” etkisi olduğunu öne süren araştırmalar mevcut. Nihayet Japon bilim adamları kahkahanın kalp & damar hastalıklarına olası etkilerini ortaya koymak amacıyla büyük bir toplum tabanlı çalışma yaparak sonuçları 2016’da yayınladılar.
65 yaşın üzerindeki 21 bine yakın kadın ve erkeğin kendilerine gönderilen anket sorularına yanıtları değerlendirildi. Bir kalp hastalığı ya da felç geçirip geçirmedikleri sorusuyla başlayan anket kişilerin ne sıklıkta kahkaha attıklarını sorarak devam ediyordu. Grup neredeyse hiç kahkaha atmayan, haftada 1–5 kez kahkaha atan, ayda 1–3 kez kahkaha atan ve hemen hemen her gün kahkaha atanlar olarak dört kategoriye ayrıldı ve sonuncu alt grup referans olarak kabul edildi. Yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, depresyon, sigara ya da alkol alışkanlıkları olup olmadığı, fiziksel ve sosyal aktivite düzeyleri kendi beyanları doğrultusunda kaydedilmiş durumdaydı ve analize dâhil edildi.
Beklenebileceği gibi, sosyal aktivitelere daha fazla katılanlar, daha sık egzersiz yapanlar, daha fazla alkol tüketenler, daha az sigara içenler, daha kilolu olanlar daha sık kahkaha atma eğilimindeler; buna karşın yüksek tansiyon geçmişi olanlar daha seyrek kahkaha atmaktalar. Araştırmanın önemli bulgusu ise kahkaha atma sıklığı azaldıkça bildirilen kalp & damar hastalığı ve felç teşhislerinde artış kaydedilmesi. Hemen hemen hiç kahkaha atmayanlar ve her gün kahkaha atanlar arasında kıyaslama yapıldığında, sosyal aktivitelere katılım ve depresyon gibi ek faktörler dışta tutulduğunda dahi bu konuda anlamlı fark görülüyor. Kahkahayla gülmenin stresi, kaygıyı, depresyonu hafifletiyor oluşu kalbe ve damarlara olumlu katkısı için hemen akla gelen mekanizmalar olsa da atardamar işlevleri ve esnekliği üzerinde gözlenmiş olan etkilerini de göz ardı etmemek gerek. Elimizde bu konuda yeterli veri yok; ancak belki de ileride kahkaha atmayı bir tür egzersiz ya da fiziksel aktivite olarak kabul edebileceğiz.
Nihayet Japonya’dan bir diğer araştırmacı grubu kahkaha atmanın yüksek tansiyona olan muhtemel olumlu etkisini ortaya koyabilmek amacıyla yaptığı çalışmayı 2021 yılında yayınladı. Dört yıl süreyle takip edilen 1441 katılımcı içerisinde, başlangıçta yüksek tansiyonları olmayan, tansiyon ilacı kullanmayanlar arasında her gün en az bir kez kahkaha atanların tansiyonlarının dört yıl boyunca istikrarlı olduğu, buna karşın hemen hemen hiç kahkaha atmadığını ya da ayda 1-3 kez kahkaha attığını söyleyenlerin tansiyonlarının bu dört yılda yükseliş eğilimi gösterdiği belirlendi. Buradaki bulgular da daha öncekiler gibi kahkahayla gülmenin zihinsel stresle baş edebilmeye katkı sağlamasına ek olarak atardamar işlevlerinin olumlu yönde etkilemesiyle açıklanmaya çalışıldı.
Değişen sıklıkta ve sürede kahkaha atma seansları uygulayarak çeşitli hastalıklarda gözlenen faydaları rapor eden araştırmalar giderek artıyor. “Bir kahkaha bir kilo pirzolaya bedel” deyişinin içerisinde doğruluk payı olabilir belki de…
Siz ne sıklıkta kahkaha atıyorsunuz?
Her gün?
Ayda – haftada kaç kez?
Ya da… En son ne zaman kahkahayla güldünüz?
KAYNAKLAR
• Miller M., ve ark.: Impact of cinematic viewing on endothelial function. Heart. 2006; 92: 261–2
• Vlachopoulos C., ve ark.: Divergent effects of laughter and mental stress on arterial stiffness and central hemodynamics. Psychosom Med. 2009;71:446-53
• Clark A., ve ark.: Inverse association between sense of humor and coronary heart disease. Int J Cardiol. 2https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/?term=%22Int+J+Cardiol%22%5Bjour%5D001;80:87-8
• Hayashi K., ve ark.: Laughter is the Best Medicine? A Cross-Sectional Study of Cardiovascular Disease Among Older Japanese Adults. J Epidemiol. 2016; 26: 546–52
• Ikeda S., ve ark.: Longitudinal Trends in Blood Pressure AssociatedWith the Frequency of Laughter: The Circulatory Risk in Communities Study (CIRCS), a Longitudinal Study of the Japanese General Population. J Epidemiol 2021;31:125-31
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.