Kuantum teknolojileri algılama, görüntüleme, iletişim ve hesaplamanın son sınırlarına ulaşabilmek için doğanın temel yasalarından yararlanmakta ve böylece şu an için imkansız görünen teknolojileri imkanlı kılabileceğini iddia etmektedir.
Nanoteknoloji, biyoteknoloji, uzay teknolojisi, yapay zeka ve robotik gibi diğer gelişmekte olan teknolojilerle birleştirildiğinde bu husus daha da belirgin bir hal alacaktır. Şifreleme, bilgi güvenliği, haberleşme, istihbarat, radar ve görünmezlik gibi askeri ve sivil alandaki uygulamaları ise çok hızlı bir şekilde gelişmekte ve genişlemektedir.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın sonuna doğru kuantum teknolojileri, kuantum sensörler, iletişim ve bilgisayar birimleri ile sabit platformlarda, kara, hava ve deniz otonom araçlarında ve gelişmiş durumsal farkındalık için uyduların etki alanlarında konuşlandırılabilecektir.
Tüm bu unsurlar muharebe sahasının ve düşmanın çok gerçekçi şekilde algılanmasına ışık tutacaktır. Dahası geleceğin orduları, kuantum ordusu olacaktır ve ona emir komuta edecek şahıslar da kuantum bilgi kuşağının birer ürünü olacaktır. Değişen dünya, askeri gelişmeleri de beraberinde sürüklemekte ve özellikle istihbarat sistemlerinde meydana gelen sıçramalarla, artık savaşları neredeyse başlamadan bitirecek duruma getirmektedir.
Devletlerin, tehlikeyi erkenden haber almak ve ona en uzak mesafeden karasularına veya ana karasına yaklaşmadan tedbir getirmek istemesi, bu fonksiyon alanının önemini daha da arttırmaktadır. Nitekim “Kuantum“ adı verilen bu yeni algı ile, en büyük gelişmelerin de bu alanda gerçekleşeceği değerlendirilmektedir. Karar vericilere düşen ise, onun potansiyellerini ve oyunu nasıl değiştirebileceğini mümkün mertebe en kısa sürede anlamak ve bu değişime adapte olabilecek ortamı sağlamaya çalışmak olacaktır.
Fonksiyon alanları dışında, gelişmiş kuantum bilgi teknolojilerinin sağladığı olanaklar, istihbarat toplama, çözüm optimizasyonu, şifreleme, gizli teknoloji, bilgi işlem ve iletişim gibi çok önemli ulusal güvenlik araçlarını ve görevlerini etkileyebilecektir.
Nitekim ulusal güvenlik alanındaki kuantum uygulamalarının çeşitliliği, hem kuantum sistemlerinden nasıl yararlanılabileceği, hem de bu kuantum sistemlerinin güvenliği nasıl zayıflatabileceği konusunda bazı endişeleri haklı kılmaktadır. Bu teknoloji aslında hem bir çözüm, hem de başlı başına bir tehdittir. Öte yandan kuantum sistemlerine sahip olmak, türlü bilimsel, operasyonel ve mühendislik zorlukları olan kuantum yazılım, donanım ve algoritmalarına sahip bir ekosistem oluşturulmasınıda gerektirmektedir.
Yeni devrim
Dünya yeni bir teknoloji devriminin eşiğinde ve bu devrimin adı; Kuantum devrimidir. Bu devrim birinci ve ikinci kuantum devrimi olarak anılmaktadır. Birinci kuantum devrimi; mikrodalgalar, lazer, MR görüntüleme ve daha birçok teknolojiyi, ikinci kuantum devrimi ise; kuantum mekaniğindeki super pozisyon, dolanıklık, bağlamsallık gibi fiziksel olguları değerlendirmeyi kapsamaktadır.
Bu çığır açan bilim alanı, kuantum mekaniğinin ilkelerini bilgisayar bilimi ile birleştirerek, bir zamanlar aşılmaz olan karmaşık sorunların kolaylıkla çözüleceği bir çağın öncülüğünü yapıyor. Endüstride devrim yaratma ve evrene dair anlayışımızı yeniden şekillendirme potansiyeli ile kuantum teknolojileri sadece bir yenilik değil aynı zamanda insanlığın geleceğine bir bakıştır. Bu alan ile sınırları zorlanmaya devam ettikçe, bizi bekleyen hayranlık verici gelişmeleri tahmin etmek zor olmasa gerek. Kuantum çağında bu teknolojinin, siber güvenlik ve özelinde istihbarat üzerindeki etkisinin geleceği inşa ederken gözardı edilmemesi gereken, önemli unsurların başında geldiğini unutmamak gerekir.
Kuantum bilgi işlem, siber güvenlik özelliklede siber istihbarat için hem fırsatlar hemde zorluklar sunmaktadır. Şöyle ki; bu teknoloji potansiyel olarak mevcut şifreleme protokollerini kırmak için kullanılabileceği gibi, aktif olarak kuantum hesaplamaya dirençli yeni şifreleme teknolojilerini de geliştirebilecektir. Kötü niyetli saldırıları daha hızlı ve doğru bir şekilde tespit etmek ve bunlara karşı korunmak da dahil olmak üzere siber güvenliği geliştirmede kuantum hesaplama kullanılabilir. Kuantum hesaplamaya yönelik araştırmalar ileledikçe, bu teknolojilerin gelecekte siber güvenlik özelinde siber istihbarat için giderek daha önemli hale gelmesi kaçınılmazdır.
(Doç. Dr. Muharrem Tuncay Gençoğlu, tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın