Filistinli grupların 7 Ekim günü ortaklaşa düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’ndan sonra İsrail, kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ndeki asker-sivil ayrımı gözetmeksizin saldırılarını aralıksız sürdürüyor.
Sadece üç haftalık bir süre içinde yaklaşık 5 bini çocuk en az 9 bin sivilin katledildiği bildirilirken, operasyonun öncülüğünü üstlenen Hamas, Lübnan Hizbullah’ı ve her iki örgütün de “üst yöneticisi” olarak görülen İran’dan “Müslüman ülke” liderlerine İsrail’le ilişkileri kesmeleri, gaz ve petrol satışlarını askıya almaları yönünde çağrılar yükseliyor.
Bu kapsamda, İsrail’le normalleşme süreci kesintiye uğrayan Suudi Arabistan’dan tüm diplomatik ilişkilerini donduran Ürdün’e ve son dönemde Tel-Aviv’le ilişkileri düzeltmeye çabalayan Türkiye’nin radikal bir söylem değişikliğine gitmesine, Orta Doğu ülkeleri tepkilerinin dozunu artmışken gözler Azerbaycan’a da çevrilmiş durumda.
Güneyindeki olası İran tehlikesine karşı İsrail’le askeri ve istihbari ilişkilerini her zaman güçlü tutan Azerbaycan, diğer taraftan da bu ülkenin en önemli petrol tedarikçisi.”
“Azerbaycan ile İsrail arasında petrol ticareti 17 yıldır sürüyor, özellikle de Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı (BTC) üzerinden” diyerek sözlerine başlayan Azerbaycan merkezli Hazar Petrol Araştırmaları Merkezi Başkanı İlham Şaban, İsrail’e günlük bazda 40-45 bin varil petrol ihraç edildiğini aktarıyor.
İsrail’in özellikle Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri harekâtının başlatmasının ardından Kazakistan’dan da günde 30-40 bin varil petrol almaya başladığını ekleyen Şaban, “Bu, petrolünün yüzde 80’ini Rusya üzerinden küresel pazara ihraç eden Kazakistan’ın son dönemde BTC’ye de ağırlık vermeye başlamasından kaynaklanıyor. Rusya’nın bu meseledeki duruşunu anlamak için şunu belirtmek gerekir ki İsrail bu Kazak petrolünü Gürcistan’ın Batum limanının yanı sıra Rusya’nın Novorossiysk limanından alıyor” diyor.
‘Hiç baskı hissetmedik’
İsrail’in günlük petrol ihtiyacının bu şekilde yüzde 60’ından fazlasını Hazar havzasından karşıladığını vurgulayan Şaban, Bakü’ye yönelik ne “kardeş” Türkiye’den ne de “komşu” Rusya’dan bu konuda herhangi bir siyasi baskı olmadığını söyleyerek “Türkiye ve Rusya, Azerbaycan’la iyi ilişkilerini devam ettirme niyetinde. Bağımsız bir ülke olan Azerbaycan’a kiminle ticaret yapıp yapmamaları gerektiğini de hiç söylemediler. Ankara’nın önceden beri var olan ‘Filistin’e destek’ politikası ülkemizin dış ilişkilerini etkilemiyor” diye konuşuyor.
Son olarak Şaban, Ankara ve Bakü ilişkilerinin “tarihin sınavından geçerek” bugünlere geldiğinin altını çiziyor ve “Arapların 17 devleti var ama onlar birbirine bu denli kenetlenecek bir düzeye ulaşamadılar. Dolayısıyla bu meseleyi çok abartmamak, iki ülke arasında bir ayrılık olduğu izlenimi yaratmamak lazım” görüşünü paylaşıyor.
Fotoğraf: Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı