Mentor
Doğulu olmak elbette ki kötü bir şey değil, bugün oluşan modern toplumun temelleri aslında Doğu’da atılmış ama bu zenginliğin sürdürülüp artırılmasının önünde en büyük engel “kul” zihniyeti olmuş.
Doğu’da Batı’ya göre en yaygın sorun bireysel öz güven ve bireysel farkındalığın düşük olması. Kolektif bilinç ve kendinden daha büyük değerlere tutunma, bunun sonucu kendini bir değer değil de “harcanabilir” bir meta olarak görmek sonunda bir güce bağlanıp hiçbir şeyi düşünmemeye yol açıyor ki bu özgür düşüncenin ve bilimsel gelişimin önündeki en büyük engel.
Zaten baktığınızda hemen hemen bütün Doğu toplumları bazı istisnalar hariç totaliter rejimlerle yönetiliyor veya demokrasileri vesayet altında yaşıyor; futbol da böyle, aynı düşünce özrü futbolu da etkiliyor.
Örneğin Ömer Üründül Fenerbahçe’nin ofsayt sistemi için demiş ki:
“Bir gün başa büyük bela açacak…”
Ben bundan daha yetersiz bir ifade duymadım, söylediği aslında doğru ama eksik. O güne kadar Fenerbahçe kaç atağı başlamadan bitirecek onun önemi yok, bin kere de olsa önemli değil, yeter ki hiç aksamasın. Böyle bir değerlendirme düz mantıktır ve spor medyasının kalitesinin nasıl yerlerde olduğunu gösterir.
Aynı hata büyük çoğunluk tarafından Fenerbahçe’nin oyunu değerlendirirken de yapılıyor. Şimdi forvetler çok gol atıyor ve ama defans çok gol yiyor diye defans ve kalecimiz kötü ilan ediliyor.
Çok basit bir önerme yazıyorum:
Eğer Fenerbahçe’nin ve rakibin her atağı gol olsa bile Fenerbahçe bütün maçlarını kazanır çünkü her maçta rakibinden daha çok atak yapıyor.
Yani Fenerbahçe defansının ve kalecinin çıkardığı her top rakiple aradaki farkın açılmasını sağlıyor.
Futbolda gol yememek bir amaç olamaz çünkü maç sadece gol atınca kazanılıyor. Jorge Jesus’un (JJ) oyun sistemi de tamamen bunun üzerine kurulu. Savunma oyuncularının ilk görevi de hücuma katkı yapmak, onlardan beklenen bu. Defans hep ikinci planda, asıl olan atak sayısını ve gol etkinliğini rakipten üstte tutabilmek.
Düşünün, yıllardır Fenerbahçe’ye gelen santraforlar yerden yere vuruldu, geçen sene “Valencia kovulsun” diyen az değildi, Batshuayi Beşiktaş’tan teneke çalarak gönderildi ama ikisi de bu sene leblebi gibi gol atan yıldızlar; bunda hücum düşünen bir defansın etkinliğini tartışmak anlamsız.
Eğer JJ defans düşünen bir hoca olsa muhtemelen şimdi santraforlarımıza küfrediyor olacaktık, oysa onlardan daha çok sistemi tartışmalıyız. “Fenerbahçe’nin defansı kötü-defans oyuncuları kötü” tamamen şehir efsanesi, gerçekte Fenerbahçe’nin defansı diye bir şey yok, hücum başlatan bir organizasyonun ilk aşaması var, defansta artık ne tutarlarsa.
Doğru kolay gol yiyoruz ama ben yaşamım boyu bu kadar kolay gol atan bir Fenerbahçe görmedim. Saniyeler içinde kaleye gidip maçı bitiriyorlar.
Yani Hatice değil netice, defans değil tüm sistem.
JJ bunları biliyor, o yüzden Altay’dan da, Attila’dan da memnun.
Herkes diyor ki, “Kim Min-jae kalsa böyle olmazdı…”
Aynı olurdu; Altay gibi, Attila gibi ona da sallardık çünkü bakış açımız yanlış.
İlgili yazı: https://medyagunlugu.com/haber/profesor-jesusun-sistemi-52282