Home Köşe Yazıları Türkiye’nin İsviçrelileri ve Afganları

Türkiye’nin İsviçrelileri ve Afganları

0

Refet Kayakıran

Konumuz, Türkiye’nin tam bir adet İsviçre’nin yanı sıra birer adet Suriye, Irak ve Afganistan ile eser miktarda İran ve Afrikalının geometrik ortalamasından oluşması hakkında mikro ve makro bazda bilimsel kırıntılarla Metaverse (sanal evren) bir tez yaratma konusu girişimidir.

Türkiye; 8-10 milyonluk bir İsviçre tarzı yaşam sürdüren vatandaşın yıllık ortalama 95 bin dolar kazandığı ve geri kalan 75 milyon küsurun da aynı nüfus güruhundan ve benzer yaşam tarzlarından bir Suriyeli, Iraklı, Afganistan ve bir miktar Afrikalı gibi yıllık 500 dolar ila 7 bin dolar arası kazandığı bir ekonomik nüfus çeşitliliğine sahiptir… Bu ülkelerin nüfus ve GSYİH’lerinin geometrik ortalamasını aldığınızda tam olarak Türkiye’nin kura göre oynaklık gösteren kişi başı gelirini verecektir. İsterseniz hesaplayın!

Şimdi bu tezimize hemen domatesli bir açılım yapalım. 1-3 liraya tarlada satılan domatesi alan tüccar gidip de pazarda neden benim Suriyelime, Afganlıma 3-5 liraya satsın? İsviçreli bir vatandaşa bir euroya rahat rahat satacağı üründen o günkü kurdan en az 10-15 TL kazanmak varken gidip de benim emekli memuruma, işçime 3-5 TL den satmanın mantığı var mı? Yani Türkiye’nin sorunu tabii ki de faiz değil ihracattır ve ürünlerin yurt içine de ihraç fiyatından satılmasıdır! Çünkü ülke içindeki 8-10 milyonluk İsviçreli ile ekonomi tıkır tıkır dönmektedir… Kim takar geri kalan güruhu!

İhracat şart! Ülkeye döviz lazım döviz… O domates 1 eurodan yurt dışına ve aynı kurdan yurt içine satılmazsa kim ödeyecek o köprünün, o yolların, o saray… aman pardon, o memleketi saran sarmalayan demir yollarının, o havalimanlarının dövize endeksli kredi borçlarını? Sen 3-5 liraya kışın domates patlıcan yiyeceksin diye benim ihracatçım birer euro birer euro döviz biriktirmesin mi? Ayrıca benim İsviçrelim günlük euro kurundan ne satarsan alıyor yiyor… Git bak ılık bir kış güneşli hafta sonu GalataPort AVM meydanına… Üst üste yahu İsviçreliler Liman Restoranda 185 TL’lik elbasan tava ve onların etrafında halka yapıp simit yiyen Suriyeli-Iraklı-Afgan vs. halkımız… Kafeler, restoranlar ağzına kadar dolu… Bağdat Caddesi de öyle, Abdi İpekçi de… E bu durumu gören fıkradaki padişah ne demiş köprüden parayla geçen halkın memnuniyetini görünce? “Gidişte de alın, dönüşte de alın… Hâlâ gülüyorlarsa, köprü ortasında da alın” demiş… Demez mi?

Türkiye’de ekmekten otomobile her ürünün fiyatı ihracata endekslidir. Ancak işin kötü tarafı 1 euroluk ihracat yapmak için 1.15 euroluk ithalat yapmamız gerekiyor… Sen ihracat yapmak için haldır haldır üretim arttırdıkça, buna enerji gerekiyor, ham madde, ara mal, motor vs. gerekiyor ve ayrıca İsivçreliye Çin’den oyuncak, Almanya’dan Mercedes, Fransa’dan peynir filan, yani ha bire ithalat gerekiyor. Bu durumda ne oluyor? Tüm bu ekonomiyi yöneten İsviçreli, hem ithalattan hem de ihracattan elde ettiği gelirle dağda kayak yaparken, Suriyeli ile Iraklı ve Afganlı, Afrikalı, ithal enerjiyle evini gittikçe daha pahalıya ısıtmakta, aydınlatmakta ve de buğdaydan oyuncağa her mala aynen bir İsviçreli gibi, oynak kurdan, euro euro para ödemekte!

Bir kere, baştan belirteyim ki diyecektim en başta ama atladım, ortasında yazayım… Buradaki fikirler doktora öğrencilerine bir tez çalışması için yol gösterici, ilham verici bir araştırmanın ve emeğin ürünüdür. Elbette buradan Cem Yılmaz da kendisine malzeme çıkarabilir ve siz de okurken onun gibi aralara çeşitli küfürler yerleştirebilirsiniz. “Diamond Plus” filan vs. gösterisinde saydım, 5 cümlede bir has… diye özetlenebilecek milli küfrümüzü, daha edepsiz türleriyle en az 53 kez kullandı. Siz de kullanabilirsiniz.

Konunun Metaverse oluşu, pek yakında İsviçreliler dışında hiçbir nüfus segmentinin hemen bir ay sonra tam zamlı gelecek elektrik, gaz faturalarını ödeyemeyip ve yanı sıra birçok temel gıda ürününü satın alamayıp, öteki dünyayı hayallemelerinden kaynaklanacaktır.

Artık öteki dünyayı sanal mı gerçek mi izlerler, izleriz… Orasını göreceğiz, göreceksiniz, gösterecekler!

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Exit mobile version