Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘İdeolojik bindirmeli’ eğitim

Ulaş Başar Gezgin
Son güncelleme: 3 Mayıs 2023 00:50
Ulaş Başar Gezgin
Paylaş
Paylaş

Eğitimde geriydik, daha da geriledik. Bilimsel, kamusal, ücretsiz eğitimden uzaklaştık.

Verilen eğitim, ideolojik bindirmelerle dolu. Bu, hep böyleydi zaten; fakat bu kadar açık ve aşırı yapılmıyordu.

Türkiye, 198 ülke ve bölge arasında, eğitim harcamalarında 89. sırada. Toplam ulusal gelirin yalnızca % 4.4’ü eğitime ayrılıyor. En tepede ada ülkeleri var, bu da onların yapısal koşullarından kaynaklanıyor. 2. sırada ise, % 12.9 ile Küba’yı görüyoruz. Küba’da tıpta ilerleme, bu veriyle desteklenmiş oluyor.

İlk 10’da ada ülkeleri dışında kimi Afrika ülkelerini görüyoruz–bunlar ‘makus talihleri’ni eğitimle değiştirmeye çalışan ülkeler. İlk 10’da Batılılardan 8. sırada Norveç, 10. sırada İsveç var. Aslında buradan şu sonuç da çıkarılabilir: Tek başına eğitim Afrika’yı kalkındırmaya yetmiyor. Yapısal değişiklikler gerekli. Eğitim felsefesi bakış açısıyla konuşacaksak, eğitim şart ama yeter koşul değil.

Eğitime ek olarak başka koşulların da karşılanması gerekir. Toplam nüfus içinde üniversite mezunu oranında da çok gerideyiz. Üniversite diploması da birçok durumda kâr etmiyor. Üniversiteli işsizliği ya da alınan eğitimle ilgisiz olan işlerde çalışma durumları yaygın.

Toplam nüfus içinde üniversite mezunu oranında başı çeken ülkeler, Kanada ve Rusya. Sonra İsrail, Japonya, Lüksemburg ve Güney Kore gibi ülkeler geliyor. Eğitim göstergelerinde Moğolistan’la Kırgızistan arasında ortalama bir ülkeyiz. Almanya, Norveç, Birleşik Krallık, Finlandiya ve İzlanda başı çekiyor.

Matematik eğitiminde ortalamanın altında Kazakistan’la yarışıyoruz. Bilim eğitiminde ortalamanın az biraz üstündeyiz, başlara geçmek hayal gibi… Dünya okuma-yazma oranlarında Kuzey Kore hep başı çeker, eğitime çok önem veren bir ülkedir. Bizim ülkemizde ise, genç okuryazarlığı iyi durumda olmakla birlikte, 65 yaş üstünde çokça okumaz-yazmaz var. Bunlar için halk eğitimi programları gerekiyor, ki var olan sistemde, halk eğitimi geri plana itildi. Okuryazarların neyi okuduğu da ayrı bir tartışma konusu… İngilizce dil yeterliliğinde Tanzanya’yla Nepal arasında ortalardayız. Üniversitelerimizin dünya sıralaması da başka bir sorun. Ne dersiniz? Ülkemizde eğitim nasıl düzelir? Köklü değişiklikler sizce de şart değil mi?

Türkiye’nin dünya mirasları

“Türkiye’nin dünya mirasları turistler tarafından daha çok biliniyor” diyebilir miyiz? Sanırım diyebiliriz.

Sevgili okur, “Türkiye’den 5 dünya mirası sayın” desem sayabilir misiniz? Bu kez soru, çalışmadığınız yerden çıktı. Olsun. Birlikte öğrenelim:

Bir kere, İstanbul’un tarihi yarımadası–ki bu, eski adıyla Konstantinopolis At Meydanı’nı, elbette Aya Sofya ve Topkapı Sarayı’nı, bölgedeki cami, kilise ve sarayları kapsıyor. Daha uzağa gidelim, Göbeklitepe olmalı listemizde elbette ve de Çatalhöyük. Truva’yı da unutmayalım. Pamukkale ve Nemrut Dağı da zorlasak aklımıza gelecek. Gerçi bu, bir “Türkiye’nin turistik bölgeleri tahmini” değil. Bunlar, ilgili uluslararası kuruluşlarca tescillenmiş yerler.

Göreme Ulusal Parkı ve Kapadokya da akla gelir. Ancak, Safranbolu da listemizde olmalıdır. Kars’ta Ani Antik Kenti de öyle. Ya Hitit başkenti Hattuşa ya Divriği Ulu Camisi ve Hastanesi ve Nemrut Dağı (devasa heykel başları)… Bunlar da olmasa olmazdı. Afrodisyas, Efes ve Bergama üçlüsü de var listede. Bunların dışında, daha az bilinenler, Malatya Aslantepe, Bursa ve Cumalıkazık, Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri, Edirne Selimiye Camisi ve Külliyesi ve Antalya-Muğla’da Xanthos-Letoon. Bu kadar güzelliğin aynı ülkede bulunması büyük şans. Türkiye’nin toplamda 19 dünya mirası bulunuyor. En çok dünya mirası olan ülkeler ise, sırasıyla, İtalya (58), Çin (56), Almanya (51), Fransa (49), İspanya (49), Hindistan (40), Meksika (35), Birleşik Krallık (33), Rusya (30), ve ABD (24). Bu ülkelerin dünya mirasına katkıları tartışmasız; ancak siz de “Türkiye’de daha fazla dünya mirası vardır ama henüz listelenmemiş” diyenlerden misiniz? Ben onlardanım. Daha neler neler var ülkede de kendimiz bile bilmediğimizden yeterince tanınmamış oluyorlar. Lütfen biraz daha arkeoloji ve tarih öğrenelim, kendimizi güncelliğin sığ sularından kurtarıp…

Psikolojinin geçmişindeki kilometre taşları

Psikolojinin tarihi olmasa da geçmişi 3,500 yıl önceye gidiyor. Mısır papirüslerinde depresyon ve kimi diğer bozukluklar tarifleniyor. 2,500 yıl önce Hipokrat, doğal gözleme dayalı, ruh-cin türü açıklamaları dışarıda bırakan bir tıp disiplini kurar, psikolojiye de katkı sağlar. O.Z.S. (Ortak Zamanlardan Sonra) 2. yüzyılda Galen, Hipokrat’ın kuramını geliştirir.

Yıllar sonra, 11. yüzyılda, birçok psikolojik rahatsızlığı betimleyen İbni Sina olur. Aynı dönemde Biruni, daha sonra çağdaş bilişsel psikolojide kullanılacak tepki zamanı kavramını geliştirir. Sefarad Yahudisi düşünür Musa bin Meymûn da bir sonraki yüzyılda, çeşitli nöropsikolojik bozuklukların dökümünü çıkarır.

Kara Veba salgını sonrasında, düşünsel olarak geriye dönüş başlar (gerçi bu dönüş, Orta Çağ’ın başından beri belirgindir, ancak iyice kötüler), Hipokrat’tan geriye gidilir: Kimi otoriteler, hastalıkları vücuda şeytan girmesiyle açıklar. Çözüm işkence ve şeytan çıkarma olacaktır. Bir yandan da cadı yakmalar sürer.

17. yüzyılda Descartes, ikicil zihin-beden kuramıyla, doğacak olan psikoloji disiplinini etkiler. Spinoza, Descartes’a karşı çıkarak bir başka katkı sağlar. John Locke, boş levha savıyla etkili olur. Leibniz’te ise bilinçdışı tartışmasıyla eşik kavramını görürüz. David Hume da duyulara dayalı felsefesiyle öne çıkar. Kant’ın akla dayalı felsefesi de Hume’u reddederek etkili olur. Søren Kierkegaard düşüncesinde kaygı bozukluklarının temelini görürüz. Bundan sonrasında Wundt ve çağdaşlarıyla, psikoloji modern bir biçim kazanacaktır. Buradaki anlatımın Batı merkezli olduğunu gözden kaçırmayalım. Psikolojinin Batı dışında da öncülleri bulunmaktadır.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanUlaş Başar Gezgin
Takip et:
1978 İstanbul doğumlu. Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 23 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazar. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri (Psikolojik Danışmanlık), lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurt dışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 116 kitabı bulunmaktadır. 2014’te Türkiye’de doçent, 2017’de yurt dışında profesör olmuştur. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Çeşitli çalışmaları 13 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycan Türkçesi) çevrilmiştir.
Önceki Makale Danimarkalı Vikinglerde demokrasi
Sonraki Makale Dünya Basın Özgürlüğü Günü

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?