Home Serbest Kürsü Bin dokuz yüz yirmi beş

Bin dokuz yüz yirmi beş

0

Mehmet Doğan

Yıl 2004.

Oğlum 8 yaşında…

Baba oğul oturmuş  televizyonda “Bahçedeki Fener” belgeselini seyrediyoruz.

1947 yılında Türkiye’de oynanan ilk ve son rugby maçının hikâyesi de belgeselde yer bulmuş. 1925 doğumlu Fenerbahçeli atlet Ali Polat, heyecanla ezeli rakipleri Galatasaray’ı nasıl 12-0 yendiklerini anlatıyor.

Rüştü Dağlaroğlu’nun 50. yıl kitabında okuduğum hikâyeyi gerçek kahramanından dinlemek beni mutlu ediyor, oğluma dönüp “Can kulağıyla dinle Ali Polat’ı” diyorum.

8 yaşındaki oğlum küçümser gözlerle bana bakıyor.

Karşımda koca gözleri “Ben biliyorum bu hikâyeyi zaten Ali Polat amca da benim arkadaşım” diyor bilmiş bilmiş…

Ben, “Ne diyorsun oğlum sen, kafayı mı yedin” demeye fırsat bırakmadan o devam ediyor

“Bizim Fenerbahçe minik yüzme takımı antrenmanını bitirdikten sonra, havuzda yetişkinlerin yüzme saati başlıyor. Ali Amca da 80 yaşında ama hiçbir antrenmanı kaçırmıyor, havuzda bizleri etrafına toplamış ve bize bu hikâyeyi anlatmıştı. Hatta o günün gazetesini havuza getirmişti, gazeteden okumuştuk o haberi…”

Donup kalıyorum

80 yaşında olup, 8 yaşındaki sporculara mensubu bulundukları kulübün büyüklüğünü anlatmak için 1947 yılının gazetesini havuza getirip okumak…

Ben de kendimi Fenerbahçeli sanırım.

Nasıl da kelimeler kifayetsiz kalıyor…

Ali Polat zamanın en değerli Fenerbahçe atletlerinden.

Onun zamanında Fenerbahçe 9 İstanbul şampiyonluğu kazandı.

Türkiye’nin İzci Başı aynı zamanda…

***

Bu yazının konusu aslında 2018-2019 Spor Toto Süper Ligine adını veren Lefter Küçükandonyadis.

22 Aralık 1925 doğumlu efsane ordinaryüs profesörümüzü 40 yaşına kadar futbol oynamasına rağmen, yeşil sahalarda seyretme şansını yakalayamayan şansız nesildenim.

Bununla beraber futbolla çok az ilgili jeofizik mühendisi rahmetli babamın “Lefter’den büyüğü daha anasının karnından doğmadı” sözüne inanırım.

Lefter’in nasıl bir sanatçı ve nasıl muhteşem bir kişilik olduğunu ve tarif edilemeyen Fenerbahçe tutkusunu tarih zaten yazmış, değil yazmak o tarihi okumaya ömrümüz vefa etmez.

15 Ocak 2012, tribünlerde törendeyim.

Lefter son kez yeşil sahada, cenazesi Fenerbahçe ve Türk bayraklarına sarılı.

Törenin başından beri Lefter’in naaşının başında izci kıyafeti ve izci selamı ile Lefter’in yanından hiç ayrılmadan saatlerce ona selam duran biri var.

Ali Polat. O da 1925 doğumlu- Haziran 25.

86 yaşındaki Fenerbahçeli, kendisinden 6 ay küçük o büyük efsaneyi, “hazır ol”da izci selamı ile bir saniye bile olsun yalnız bırakmıyor.

80 yaşında olup, 8 yaşındaki sporculara mensubu bulundukları kulübün büyüklüğünü anlatan abilerimizin gözyaşlarına sığmayan Lefter’i, ne Süper Toto Ligi’nin adına ne de Galatasaray’a attığı 17 sol, 10 sağ ayak ve 1 kafa golüne sığdıramayız.

Hiç zorlamayın.

Çubuklu kalın…

Mehmet Doğan

Not: Bu yazı ilk olarak Fenerbahçe dergisinde yayınlanmıştır.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Exit mobile version