Salı, 17 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Spor dedim serumu yedim!

Buket Başer
Son güncelleme: 3 Aralık 2024 20:05
Buket Başer
Paylaş
Paylaş

Bak kızım, sen kim, sabahın köründe spor yapmak kim? 40’ından sonra yürüsen ne olur yürümesen ne olur? Seni zaten alan almış, satan satmış, fıstık gibi olsan ne yazar, olmasan ne yazar?! 

Hadi diyelim kafan daha iyi çalışsın diye spora başladın, zaten zehir gibi kızsın daha ne istiyorsun? Ha, hafızanı güçlendirmek için diyorsan o ayrı! Ama onun için zaten yürümen yetmez, maratona katılman lazım. Artık olan oldu zaten. Ne için yaptıysan yaptın, öyle sağlıklı oldun ki sorma. Dön, bi bak bakim aynaya;  bacağında buz torbası, kolunda serum… Tebrikler, vallahi bravo! Yürüyerek ancak bu kadar sağlıklı olabilirdin, bir de koşsan ne olacaktı Allah bilir!
 
“Omega bahane spor şahane” yazımı okumayanlar için yukarıda yazdıklarım pek bir şey ifade etmeyebilir. Kısaca özetleyeyim:

Bir buhran geçirerek aniden formda olmaya karar vermiştim. 05. 30’larda kalkıp tempolu yürüyüş yapıyor ve hem bedenen hem de ruhen çok iyi hissediyordum. Üstelik sporun beyin sağlığı için de en önemli şey olduğunu öğrenmiş, mutluluğuma mutluluk katmıştım ta ki sol bacağım şişmeye başlayıncaya kadar…
 
O sabah yine kargalardan önce uyanmış  sahilde yürüyüş yapıyorduk. Kasların çalışıyor olduğunu hissetmek heyecan vericiydi, gerçi alt bacağımın ön tarafında tanımlayamadığım bir his vardı. Yürürken çok takılmadım. Herhalde orada da kas vardı ve sıkılaşıyordu. Parkur tamamlandı, eşofmanı yukarı çektim ve gözlerime inanamadım. Sol bacağım resmen davul gibi olmuştu. El değmek mümkün değil, öyle saçma sapan bir acı. “Off be” dedim, “Çok tuzlu yedim, ödem yaptı, şişti işte bacak. Spor yapmak yetmiyor, çeneyi de tutmak gerekiyor bu hayatta.”
 
 Neyse o gün öyle geçti. Ertesi gün yine aynı acı ama o kadar motive olmuşum ki  kafaya takmamaya çalışıyorum. Birkaç gün geçti, hikâye hep aynı… Hafta sonu geldi. Cumartesi sabah yine yapmışım yürüyüşümü, bacak yine acıyor ama mutluyum, gururluyum. E, olacak o kadar, baş koyduğum bu yolda gazi olmuşum ne yazar… Neyse, eve geldim, ayaklarımı uzatmış keyif yapıyorum, bizim lisenin whatsApp grubuna bir mesaj düştü. İsmi lazım değil bir sınıf arkadaşımızın beynine pıhtı gitmiş, 15 dakikalık uyuşukluk ve ağız çarpılmasından sonra şükürler olsun ki normale dönmüş. Hemen fırladım ayağa, nasıl olabilirdi ki böyle bir şey? Gencecik çocuk! Daha 40’larında.  Fenalık geçirecektim o anda. Aradım; detayları öğrendim; damarlarından biri daralmış, niyesi bilinmiyor. Sonra bir mesaj daha geldi aynı gruptan. Yine yaşıtım bir arkadaşımın nefes darlığı problemi vardı. Bu yüzden sigarayı bırakmıştı. Ama sıkıntısı devam edince bir doktora gözükmüş. Ekg, eko, meko derken kalpte problem olduğu ortaya çıkmış. O da gencecik!  Şimdi anjiyo olacakmış. Bana bir şok daha! Bir telefonumdaki mesajlara bakıyorum bir şişem bacağıma… Ya kalp hastasıysam? Ya damarlarım tıkalıysam? Hafızam güçlenecek, forma gireceğim diye, ayıptır söylemesi… yoluna mı gidiyordum? İyice çöktü sinir sistemim. Hemen dâhiliyeden randevu alıp doktorun yolunu tuttum.

Doktor beni kucaklayarak kapıda karşıladı. En son 6 yıl önce gitmiştim hâlbuki. Yaşasın “CRM” yazılımları ne diyebilirim ki? Hemen işimi, çocuklarımı, okullarını filan sordu. Geçen hafta hangi kitabı okuduğumu da söylese aynı yazılımdan bizim şirkete de aldıracaktım vallahi!

Neyse derdimi anlattım. Bacağımı ölçtü biçti ve dedi ki:

– Şiş olan bacağınız diğer bacağınızdan daha ince.

– Hoppala nasıl olur doktor hanım?

– Bu bacakta bir travma oldu mu daha önce?

– Evet, menüsküs ameliyatı olmuştum.

– Beyin bunu unutmaz, bacağı korumaya almak için daha az basıyor olabilir. Kaslar, tendonlar bu sebeple zayıflamış olabilir.
 
Yahu ben başlayacağım bu beyine! Hani iyi çalışsın, hafıza güçlesin diye hareket iyiydi? Hareket ediyoruz ama adam, pardon yani beyin, anıları depreştirip hareketi engelliyor! E, ben nasıl çıkıcam bu kısır döngünün içinden?
 
Doktor hanım konuşmaya devam etti. “Ortopediste gitseniz size yürümeyin, bacağı dinlendirin der…” 

Devamını dinleyebileceğimi sanmıyordum. Kulaklarımı tıkasam, ayıp olacak. Bu kara haberin üstüne bir dünya da para ödeyecektim. Off, o anda bir silah çekip beni vursa daha iyiydi. Bu kadar gaza gelmişken bana “Yürüme, bacağını uzat ve dinlen” mi diyecek şimdi?! Bu bir kabus olmalı, lütfen uyanabilir miyim artık?

Doktor konuşmaya devam etti:

– Ama çok motive olmuşsunuz ben yürüme demeyeceğim. Bu kompres ve bilmem ne krem spreyleri kullanın.

Oley be, oleyyy! Kalk Buket ayağa, sarıl kadına! Öp yanaklarından. Çekinme, öp yahu! Sen doktorların kraliçesisin de. Ne bilim, onore et işte doktorunu.

Çok mutlu oldum. Hazır gelmişken bazı kan değerlerime de bakmak istedi. Ah, canım feda ona! Ne istese yapacaktım

Benim tahlillerin sonucu da çat diye çıktı. Canım doktorum yollayıverdi WhatsApp’tan. Gerçi sonuçlar iç güveysinden hallice. Vitaminlerin hepsi alt limitlere oturmuş, tendonlar belki de yeterince beslenmiyor. Bir de mesaj yazmış benim kraliçe: “Hemen serumla bir yükleme yapalım, 15 günde toparlarsınız”

Ama olmadı ki şimdi bu doktor hanım. Kraliçe dedik bağrımıza bastık, serum nereden çıktı? Ne yazık ki laf ağızdan bir kere çıkar. “Ne isterse yapacağım!” demiş bulundum bir kere. İtiraz edemem Siz bu satırları okurken ben ayağımda buz torbası ile serumu çoktan yemiş olacağım. Bacak inmezse bir de fizik tedaviye giderim, napalım yani, ölecek değilim ya!

Yarın sabah yine erkenden kalkılacak; daha iyi ısınılacak; gerekirse daha yavaş yürünecek; olmadı aralarda oturulup deniz seyredilecek; ama vazgeçilmeyecek! 

Bu işin sonunda azmedip beton mu delerim yoksa sere serpe yere mi yapışırım bilmem ama içimde öyle bir şey uyandı ki artık beni ben bile durduramayacağım!

Temsili fotoğraf: synergysportsandwellnesscentre.com.au

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanBuket Başer
Takip et:
1974 Istanbul doğumlu. Anne tarafından Boşnak, baba tarafından Bilecikli. Ortaokul ve liseyi Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi'nde Peyzaj Mimarlığı eğitimi gördü. 20 yılı aşkın bir süre mutfak mobilyası sektöründe yöneticilik yaptı. Şu anda bir iç mimarlık ve dekorasyon şirketinin kurucu ortağı olarak çalışmaya devam ediyor. İki oğlu var. Seyahate, yöresel yemeklere ve açık hava sporlarına düşkün; astrolojiye ve güzel sanatların birçok dalına merakı var. Tipik bir yay kadını. 40'ından sonra ansızın anılarını yazmaya başladı. O gün bugündür de devam ediyor...
Önceki Makale 14 soruda Halep krizi
Sonraki Makale Bilim ve İlmiye Hanım

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İsrail BOP planına sadık kalıyor

Hasan Sevilir Aşan
16 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Kayarak, koşarak ya da uçarak gelen yemekler

Dr. Nevin Sütlaş
15 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Bir Türk’ün Tahran günlüğü…

İsmail Boy
14 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Hayat bayram olsa

Hasan Sevilir Aşan
12 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?