Gündelik hayatta sıkça kullanılan sokak dilinden farklı olarak diplomasi dili kimilerine ağdalı gelse de belirli kalıplar kullanan, asıl söylemek istediğini dolaylı yoldan ifade eden, olumsuz bir mesaj vermek istiyorsa bile bunu zarif bir ambalajla süsleyen, en önemli özelliği nezaket olan dildir.
Örnek mi?
İki ülke arasında yapılan ve aslında olumsuz sonuçlanan bir görüşmenin ardından yayınlanan basın bildirisinde çok büyük çoğunlukla olumsuzluk çağrıştıran herhangi bir ifade bulamazsınız, onun yerine örneğin “iki dost ülke temasları sürdürme kararı aldı” türünden sözler duyarsınız.
Bunları neden yazıyoruz?
Twitter’da ilginç bir polemik yaşandı.
Türkiye’nin Prag Büyükelçiliği Twitter hesabından Türk Erasmus heyetinin Büyükelçi Egemen Bağış’ı ziyaretiyle ilgili Çekçe bir paylaşım yapıldı. Paylaşımda Bağış’ın adı “Egemenovi Bağışovi” olarak yazıldı.
Bunun üzerine Twitter’daki Haber hesabı bu durumu eleştiren bir paylaşım yaptı.
Elçiliğin eleştiriye yanıtı şöyle oldu:
“Rahmetli Uğur Mumcu’nun tabiriyle ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak’ bu olsa gerek. Çek dili gramer kuralları gereği özel isimler de değişir. Sırf eleştirmiş olmak için bu tür bir haber yapınca bu duruma düşülür. Keşke bir bilene sorsaydınız…”
Haber hesabı ise, “Sayın yetkili, bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz ancak bu bilgilendirmenizden Çek dilindeki gramer kurallarının sadece ‘Egemen Bağış’ özel ismini değiştirdiğini mi anlamalıyız? Çünkü diğer Türk isimlerinde bir değişikliğe sebep olmadığını görüyoruz” diye yazdı ve elçiliğin daha önceki paylaşımlarında Çekçeye çevrilmeyen örnekler hatırlatıldı.
Polemiği devam ettiren resmi hesap ise, “Daha fazla uzatmaya hiç gerek yok. Çekçe gramer uzmanlarına sorarsanız, yanıldığınızı anlarsınız. Charles Üniversitesi dil uzmanlarına başvurmanızı öneririz. Cümle yapısı ve özne Çek dilinde bu konuda belirleyicidir” karşılığını verdi.
Bu yazışmalardaki sorun Türkçe isimlerin Çekçede nasıl yazıldığı değil elbette.
Sorun Türkiye Cumhuriyeti elçiliğine ait resmi Twitter hesabında kullanılan dil.
Bir resmi hesap sosyal medyada hem de sokak diline yakın bir üslupla neden polemiğe girer ki?
Ya hiç polemiğe girilmemesi ya da gelen haklı eleştiriye diplomasi diline yakışan bir üslupla yanıt verilmesi, gerekirse özür dilenmesi gerekiyordu.
Kimileri “monşerler” diye küçümse de Dışişleri Bakanlığı bir zamanlar Türkiye’nin en ciddi, en aklı başında, en deneyimli kurumlarının başında geliyordu.
Emekli diplomatlar bu yazışma üslubunu görünce kurumları adına herhalde yerin dibine geçmiştir.