Dr. Nevin Sütlaş
Tişörtlerin üzerinde yazı ve resim olması moda oldu ya, bizim gibi yabancı dilden bihaber ülkelerde önü yazılı tişörtler büyük risk taşıyor. Göğsünde İngilizce “kucakla beni” yazan başı kapalı bir genç kızın sokakta rahatça salındığını gördüğüm günden beri pek meraklıyım bu yazıları okumaya. Ceren de öyle. Geçenlerde beni sıkı sıkı tembihledi. “Dayım hiç dikkat etmiyor anne, arada onun penyelerini gözden geçir, önünde olur olmaz şeyler yazıyor olmasın” dedi. Ben de dikkat etmeye başladım ki bu yazıyı gördüm: Moaon Aabe.
Moaon Aabe hiç aşinalığım olan bir şey değil. Olsa olsa bir müzik grubu ya da sanal bir kahramandır diye düşündüm ama olmadık bir şey çıkmasın diye de araştırmaya giriştim. Meğerse bu laf Antik Yunancaymış ve İngilizce “Molon Labe” diye okunur, Türkçeye “Gel de al” diye çevrilebilirmiş. Ben önüne “sıkıyorsa” diye de ekleyeyim de laf tam yerine otursun.
Molon Labe hikayesi milattan önce 480 yılına dayanıyormuş. Sparta kralı 1. Leonidas tarafından Pers kralı 1. Xerxes’e söylenmiş. Atina’yı işgal için ilerleyen İranlıları Thermoplae cephesinde durduran kralın bu lafı zaman içinde sloganlaşmış.
1957 Martında Kıbrıs’ta EOKA güçleri ile İngiliz askerlerinin savaşında bu slogan güncellenivermiş. İngilizler, EOKA komutanı Grigoris Afxentiou’yu Machairas Manastırı yakınlarında 4 askeriyle birlikte kıstırmışlar. Sayısal üstünlüğü olan İngilizlere karşı yerel komutan “Molon Labe” yani “Sıkıyorsa gel de al” diyerek kafa tutmuş. Bunu duyan İngilizler içeri girmeye bile tenezzül etmemiş, binayı ateşe vererek onu canlı canlı yakmışlar…
Lafın ilk kullanımının üstünden iki bin seneden uzun zaman geçmiş ama gerek Yunan’da gerek yeni dünyada pek çok general ve politikacı bu lafı tekrarlayıp durmuş. Molon Labe askeri kuvvetlerin mottosuna dönüşmüş. 2000’lerin başından itibaren de ABD’de iyice moda olmuş. Hatta Michigan’da bir okulun futbol takımı üniformalarına yazdırmış. Sonunda kardeşimin göğsüne kadar erişmeyi becermiş…
Tarihten hiç mi hiç anlamıyorum: Bu kralına dayılanmasına rağmen Persler sonunda Atina’yı işgal etmişler miydi, hiç bilmiyorum. Ancak benim yaşam süremde de tarih yazıldı, yazılıyor. Örneğin bu dayılanmaların sonunda Kıbrıs’a neler olduğunu biliyorum. 1900’lerin ikinci yarısında Orta Doğu’da, Ön Asya’da, İran’da, Afganistan’da ve Rusya’da neler oldurulduğuna, 1900’ler biterken Türkiye’de neler olduğuna, 2000’li yıllarda ABD’de neler olduğuna ömrüm tanık…
Sloganlara da dayılanmalara da ömrümüz tanık. Göğsüne de yazsan, ağzına pelesenk de etsen, “sıkıyorsa gel de al” demek çözüm olmuyor. Sahiden almaya niyetlenen büyük oynuyor. Sen “Moaon Aabe” diyorsan o lafın arkasını dolduracak güce de sahip olacaksın. Yoksa pofuduk balığı gibi şişinmek ne yazık ki yem olmayı engellemiyor.
Almaya niyetlenen güçlü (!) alıyor, aradan yüz sene de geçse…