9 Kasım 2024 Cumartesi günü sabah sekize doğru silah sesleriyle uyandık.
Ben Kaş’ın Gökseki mahallesinde oturuyorum. Merkeze beş kilometre uzaktayız, araçla beş dakika yani.
Bir yandan silah seslerinin ne olduğu anlamaya çalışıyoruz, bir yandan da “galiba domuz avlıyorlar” diye düşünüyoruz. Bir saat sonra hâlâ sesler kesilmeyince jandarmayı aradım. O kadar duyarsız davrandılar ki her şeyden haberdar oldukları anlaşılıyordu. Ama vatandaş hiçbir şey bilmesin istiyorlardı.
Zaten birkaç saat sonra her şey anlaşıldı.
Köylülerin Seyret dedikleri resmi adı Gökçeören’e bağlı Gökseki denilen yerin tarihi pek yok. Otuz yıl önce yolu izi olmayan bir yermiş. Kurtlar, tilkiler, domuzlar, sincaplar, keklikler, anlayacağınız her çeşit hayvan yaşarmış. Sonra Kaş gözde bir turistik yer olmaya başlayınca insanlar çoğalmış ve mahalleye sığmaz olmuş. Hayvanların yaşam alanlarına evler yapılmış, hayvanlar ya yöreyi tamamen terk edip Toroslara’a doğru çekilmiş ya da domuzlar gibi tepelerdeki çalılıklar arasında saklanarak yaşamaya çalışmış.
Saklanıyorlar ama akşam vakitleri de yiyecek bulmak için Gökseki’ye çöpleri karıştırmaya geliyorlar. Bu arada köylüler onlardan korkmuyor ama bizim gibi sonradan gelenlerden bazıları korkuyor. Köylülerin domuzlarla tek derdi bahçelerine girip sebzelerine meyvelerine zarar vermeleriydi ama onu yapan da zaten tek tük kaldı. (Köylülerin yakınmalarını ciddiye almak pek mümkün değil. Hele hele tarlalarımıza girip ekinlerimize zarar veriyorlar diyenler tamamen yalan söylüyor çünkü buralarda tarla falan kalmadı. Dönümü 10 milyon lira ediyor arazilerin, hiç ekin ekmekle uğraşır mı köylü?)
Dışarıdan gelenlerin bazıları ise korkmak bir yana domuzlara yiyecek bile vermeye başladı. Ama hemen evin yakınına yiyecekleri döktükleri veya attıkları için domuzlar da sokak aralarına girip o yiyecekleri aramaya başladı. İnsanlarla çok haşır neşir oldular. Hatta elinde yemek artıklarını doldurdukları çöp poşetlerini çöp konteynerine atmaya giden bazı kadınların elinden poşeti kapıp kaçan domuzlar bile oldu. Tabii kadınların ödü koptu haklı olarak. Bana da çok yaklaşıyorlar ama korkmuyorum. Niye geldiklerini bilince korkmuyorsunuz. İstedikleri elinizdeki poşetin içindekiler.
Gelelim cumartesi günkü olaya…
Domuzlardan korkanlar imza toplayıp öldürülmelerini istemiş. Toplanan imzalar resmi makamlara iletilmiş. Dilekçe İlçe Tarım Müdürlüğüne verilmiş onlar da Milli Parklar Şefliğine iletmiş. Buraya kadar her şey yasal. Sonra avcılar belirlenmiş domuzları öldürmeleri için. Onlar da ellerine tüfekleri alıp sabahtan akşama kadar domuzları erkek, dişi, yavru demeden öldürmüş. Bizim duyduğumuz silah sesleri bu seslermiş.
Akşamüstü köpeğimi gezdirirken ellerinde tüfekleri olan iki avcı gördüm. Yine silahlı bir tanesini de sabah gezimizde bizim orman dediğimiz ama aslında makilik olan alan içindeki bir tepede görmüştüm, onu yoldan izleyen başka bir kişi daha vardı ama elinde silah yoktu telefonla sürekli olarak birileriyle konuşuyordu. Araçlarını da yolun üstüne park etmişlerdi.
Yedi gündür bu hayvanların ölüleri çalılık alanda duruyor. Ne İlçe Tarım Müdürlüğü, ne kaymakamlık, ne sağlık müdürlüğü, ne milli parklar şefliği öldürülmüş domuzlarla ilgileniyor. 30-40 tane domuzun öldürüldüğü tahmin ediliyor. Bunların ölüleri hemen yakınında insanların yaşadığı evlerin en fazla yüz metre uzağında. En fazla diyorum çünkü bazıları daha da yakın. (Fotoğraftaki yeşil alanlarda yapıldı domuz avı. Ne kadar evlerin yakınında olduğuna dikkat edin lütfen.)
Kaymakamlığı aradım, “kaç tane domuz öldürüldü ve niye ölüleri ortada bırakıldı” sorusunu sormak için. Kaymakam tabii ki “izindeymiş”, beni Milli Parklar Şefliğine yönlendirdiler, Milli Marklar Şefi, “İl Müdürlüğünü arayıp izin alın öyle konuşabilirim” dedi. Antalya İl Müdürü’nü aradım, tabii “toplantıda olduğu” için ulaşamadım ama “bir soralım size döneriz” diyen arkadaş gerçekten de aradı ve müdürün yanıtını iletti: Müdüre söyledim, Ankara’daki Genel Müdürlüğü arasınlar biz bu işle ilgilenmiyoruz.
Yani Kaş’ın Gökseki mahallesinde kaç tane domuz öldürüldü ve ölüleri niye ortada bırakıldı sorusunu sormak için Ankara’daki genel müdürü arayacakmışım. Hayır yüksünmem ararım da ama alacağım yanıtı zaten biliyorum: Bakanlığı arayın biz basına bilgi veremiyoruz.
Bürokratlardaki korkunun düzeyine bakın. Türkiye yüzyılı böyle bir şey, memurlar korkudan titriyor.
Size bir başka bilgi vereyim, aşağıda paylaştığım haritaya göre Kaş kesin olarak “ava yasak alan” durumunda. Yani Kaymakamlık başta olmak üzere domuzlar hakkında sürek avı başlatanlar yasayı çiğnemiş durumda. Bu da suç duyurusunu gerektiriyor galiba. Neyse hukuk bilgim çok sınırlı, sanırım Kaş’ta bu işle ilgilenen hukukçu arkadaşlar daha çok bilgi verebilir.
Son olarak 15 Kasım Cuma sabahı İlçe Tarım Müdürü’nü aradım. Kendisi nazik bir biçimde yanıt verdi: Bize bağımıza bahçemize giriyor diye çok şikayet gelir biz de Milli Parklara havale ederiz olayı. Onlar sorumludur yapılacak bir şey varsa.
Madem bürokratları bu kadar korkuyor burada doğrudan Tarım ve Orman Bakan Sayın İbrahim Yumaklı’ya sorayım bari. O da korkup yanıt vermezse yapılacak başka bir şey yok tabii.
– Sayın Bakan, Kaş’taki yetkilileriniz domuzları avlamak için meskûn mahalde ellerinde silahlarıyla avcıları görevlendirdi, bu yasaya aykırı değil mi? Meskûn mahalde ateş etmek hangi yasamızda var?
– Domuzları öldürdükten sonra oldukları yerde bırakıp çevreyi ve insanları enfekte etmesine neden olan yetkililer hakkında yasal işlem başlatacak mısınız? Yoksa bu da sizi ilgilendirmiyor mu?
– Domuzları öldürerek köklerini kurutacağınızı mı düşünüyorsunuz?
– Gökseki’deki domuzları yetkilileriniz öldürttü peki dağdakileri ne yapacaksınız, onlar için de bindirilmiş avcı kıtaları hazırlamayı mı düşünüyorsunuz?
Bu soru da Cumhurbaşkanı’na olsun:
– Her sorunu yakıp yıkarak, öldürüp yok ederek çözebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Hiç sorunların kökenine inerek çözmeyi düşünüyor musunuz?
– Yaban domuzlarının yaşadıkları bölgeye gelen biziz onlar yüz binlerce yıldır zaten buralarda yaşıyor. Onların insanların yaşadıkları yerlere inip, yiyecek ve su aramaları acaba suç mu?
Son soru da dilekçe verenlere:
Yaşananlar sizi mutlu etti mi? Ettiyse zaten sizinle aynı havayı alıp vermiyoruz ama yaşananlardan mutsuzsanız öldürmenin çözüm olmadığını öğrenin artık. Her sorunun şiddet kullanılmadan bir çözümü var.
Bir çözüm önerisi benden
Bu sorunun çözümü var aslında. Yıllardır yazıyorum, başkaları da yazıyor. Kaş ve Kalkan esnafının yemek artıklarını vermeye istekli olduğu belirtiliyor hayvanseverler tarafından. Kaş Kaymakamı belediye ile iş birliği yaparak toplanacak artıkları Gökçeören yolunda meskûn alanlar dışında belirlenecek birkaç yere bıraktırabilir.
Kalkan’da perşembe, Kaş’ta cuma günleri kurulan pazardan toplanacak artıkları eklemek için bu iki gün domuzları besleme günü olarak seçilebilir. Kaymakamlık hayvanseverlerin de gönüllü katkılarıyla yine aynı yerlerde birkaç tane yalak da yaptırabilir.
Bu benim çözüm önerim, düşünülürse, kafa yorulursa başka çözümler de bulunabilir. Birkaç ay önce “sokak köpekleri çocuklarımızı öldürüyor” diye bas bas bağıranlar şimdi niye suskun? Sokak köpekleri hâlâ sokaklarda, ne değişti? Köpekler aralarında anlaşıp size saldırmama kararı mı aldı arkadaşlar? Sizin uyduruk suçlamalarınızla Türkiye çapında yüzlerce köpek öldürüldü. Domuzları suçlayanlar bunu da bir düşünsün. Öldürülenler birer canlı, siz yokken onlar vardı bu dünyada.
Bu arada Kaş’taki hayvan hakları savunucuları birkaç konuda suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyor. Meskûn mahalde ateş etmek ve domuz ölülerini ortada bırakmakla ilgili galiba. Tabii Kaş’ın ava yasak bölge olmasını da değerlendirirler diye düşünüyorum.
Herkese keyifli günler, keyfiniz kaldıysa…