Hayvan sesleri ve bunların adaptasyonu evrensel olsa da, insanların bu sesleri çıkarma biçimleri dünyanın her yerinde aynı değildir. Farklı dillerde hayvan seslerini tanımlamak için farklı kelimeler kullanılıyor.
Örneğin, Japonya’da kedi sesinin ‘nyan-nyan’ ya da Endonezya’da köpek sesinin ‘guk guk’ olduğunu öğrenmek benim için çok ilginçti. İnek sesi dünya genelinde ‘mm’ sesiyle başlarken Pakistan’da ‘baeh’ olduğunu öğrenmek de bir o kadar ilginçti.
Elbette insanların hayvan seslerini nasıl duydukları dillerine ve kültürel geçmişlerine dayanıyor. Bu sesleri dünya ortalamasından farklı duyan kültürlerde, belki de onları ilk fark eden ve yeni kuşaklara öğreten kişinin işitme frekansları farklıydı, bilemeyiz.
Özellikle bazı seslerin yorumlanışının coğrafyadan coğrafyaya değiştiğine tanık oluyoruz. Dilin mevcut yapısına gömülü ses kombinasyonlarının kullanımı, doğadan yansıma (onomatope) seslerin yorumlanmasında hoş bir kültürel çeşitlilik yaratıyor.
Bu çeşitlilik dil kültürünün ilginç bir yönünü ortaya koyuyor:
- Arı sesi: Türkiye ‘vız’, İngiltere ‘buzz’, Almanya ‘sum’. Çoğu dilde srı sesinde ‘zz’ ya da ‘s’ tınıları baskın olsa da Kore’de ‘boong’ ve Japonya’da ‘bun bun’
- Horoz sesi: Türkiye ‘ü ürü ü’, Amerika ‘kake dudl du’, Fransa ‘kokoriko’, İtalya ve İspanya ‘kikiriki’, İsveç ‘kukeliku’, Polonya ‘kukuryku’, Rusya ‘kukareiku’, Kore ‘kokioh’, Japonya ‘koke kokko’
- Köpek sesi: Türkiye ‘hav hav’, İngiltere ‘wuf wuf’, Fransa ‘ouah ouah’, İtalya ‘bau bau’, İspanya ‘guau guau’, Hollanda ‘blaf blaf’, Romanya ‘ham ham’, Rusya ‘gav gav’, İran ‘haap haap’, Endonezya ‘guk guk’, Hindistan ‘bho bho’, Çince ‘wu-wu’, Kore ‘meong meong’, Japonya ‘wan wan’
- Kedi sesi: Türkiye ‘miyav’, İngiltere ‘meow’, İtalya ‘miao’, Estonya ‘neau’, Kore ‘Yaong’ ve Japonya ‘nyaa nyaa’
- İnek sesi: Türkiye ‘möö’, İngiltere ‘muu’, Hollanda ‘boe’, Fransa ‘müuh’, Finlandiya ‘ammuu’, Pakistan ‘baeh’, Hindistan ‘ban ban’, Kore ‘eum mae’, Japonya ‘mau mau’
- Kurbağa sesi: Türkiye ‘vırak vırak’, İngiltere ‘ribbit ribbit’, Fransa ‘koa koa’, İtalya ‘kra kra’, Polonya ‘kum kum’, Macaristan ‘brekeke’, Çin ‘guo guo’, Kore ‘gegol gegol’ ve Japonya ‘kero kero’
- Ördek ve kaz seslerinin ikisi de Türkçede ‘vak vak’, Rusçada ‘krya krya’, Hırvatçada ‘kva kva’, Macarcada ‘hap hap’, Estoncada ‘preeks preeks’, Hintçede ‘baak baak’ ile Japoncada ise ‘ga ga’ ile verilmektedir
- Kuş sesi: Kuş ötme sesine Türkçede ‘cik cik’ denir, Japoncada ‘pyo pyo’ denir
- Acıkan kişinin karnından gelen sese Türkçede ‘gur gur’, Japoncada ‘goro goro’ denir
- Odun ateşinden gelen sese Türkçede ‘çıtır çıtır’, Japoncada ‘pachi pachi’ denir
- Türkçede hindi sesi ‘gulu gulu’ iken Japoncada hindi sesi için herhangi bir karşılık yoktur.
Belli bir hayvanın sesi için karşılık olup olmaması, o kültürde hayvanın oynadığı tarihsel rolü de yansıtır. Hindi sesi için Japoncada bir adlandırma yoktur çünkü hindinin Japon kültürüne girişi oldukça yenidir.
Kanguruların yaşamadığı yerlerden biri olarak Türkiye’de biz de kanguruların çıkardığı sesi yorumlamakta zorlanırız. Genel olarak, dil ve kültür farklılıkları, işitsel duyarlılık, coğrafi bağlam ve deneyim, insanların hayvan seslerini duyma biçimlerindeki farklılıklara katkıda bulunabilir.