Gazeteci Hıncal Uluç 83 yaşında yaşamını yitirdi. Uzun süredir yaşlılığa bağlı sağlık sorunlarıyla mücadele eden Uluç’un hayatını kaybettiğini gazeteci Faik Çetiner kişisel sosyal medya hesabından duyurdu.
Florence Nightingale Hastanesi’nde 8 Temmuz’dan bu yana yoğun bakımda yaşam savaşı veren Uluç’un enfeksiyon değerleri düşmüş, akciğer solunumunun rahatlaması için cihaza bağlanmıştı.
Yazarı olduğu Sabah gazetesi vefat haberini birinci sayfadan “Hıncal abiyi kaybettik” başlığıyla duyurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 83 yaşında hayatını kaybeden gazeteci, yazar ve spor yorumcusu Hıncal Uluç için başsağlığı mesajı yayımladı. Erdoğan, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Vefatını üzüntüyle öğrendiğim, basın dünyamızın önemli isimlerinden gazeteci, yazar ve yorumcu Sayın Hıncal Uluç’a Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine, okurlarına ve medya camiamıza başsağlığı diliyorum” dedi.
Kimdir?
1 Kasım 1939 tarihinde Kilis’te dünyaya gelen Hıncal Uluç son olarak Sabah gazetesinde köşe yazıları yazıyordu. Ayrıca A Spor’da yayımlanan Hıncal Uluç ile Baş Başa programında spor yorumculuğu da yapıyordu. Uluç, baba tarafından Ubıh asıllı, anne tarafından ise Kilislidir. Ayrıca anneannesi Rumeli (Arnavut, Boşnak) göçmenidir.
Subay olan babası Fuat Uluç’un, II. Dünya Savaşı sırasında Bulgar sınırında görevli olması sebebiyle, ünlü gazeteci üç yaşına dek anneanne ve teyzesi tarafından büyütülmüştür. Uluç’un babası Çaldıran’a tayin olduğunda ise ailesi yeniden bir araya gelmiştir.
1952 yılında Antakya’da ortaokula başladı, kalan eğitimini de Ankara Kurtuluş Lisesinde bitirdi. 1980 yılına dek Ankara’da kalan Uluç, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine yazılmış, bir sömestr sonunda yeniden Ankara’ya dönüş yaptı. Ankara’ya dönmesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandı.
Askerden döndüğü 1967 yılında, eski Yenigün ekibinin çıkardığı Yankı gazetesinde çalışmaya başlayan Uluç, 1980 senesinde ise Gelişim Yayınları’nın sahibi Ercan Arıklı ile bir dergi çıkarmak üzere İstanbul’a geldi ve Zafer Mutlu’nun daveti ile 1990 senesinde Sabah gazetesinde yazılar yazmaya başladı.
1994 yılında uğradığı silahlı saldırıda topuğundan vurulması olayı Türkiye gündeminde uzun süre yer buldu.
Defne Joy Foster’ın ölümünden sonra yazdığı “Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?” başlıklı yazısı nedeniyle de büyük tepki çekmişti. Yazı üzerine tazminat davası açıldı ve tazminata mahkûm edildi.
Tepkilerin nedeni Defne Joy Foster’ın FETÖ’nün yayın organlarından Taraf’ta yazı işleri müdürlüğü yapan Kerem Altan’ın evinde şüpheli şekilde hayatını kaybetmiş olmasına rağmen Foster için “Defne’nin ölümü tipik bir ‘Su testisi, su yolunda kırıldı’ olayıdır!” demesiydi.
(Cumhuriyet, Hürriyet, Medya Günlüğü)