Tüm belediyelerin 2014 yılından bu yana yaptıkları konser harcamalarının araştırılması yönündeki CHP önergesi, TBMM’de AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Şaşırmadım… Bu ikili, bu tür önergelere ilişkin olarak uzun süredir benzer tutum içindeler.
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek şöyle diyor:
“Türlü oyunlarla CHP’li belediyeleri konser harcamaları üzerinden vurmaya çalışanlar sıra kendilerine gelince sınıfta kaldılar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne geçmişte ne de şimdi hesabını veremeyeceğimiz bir faaliyete imza attık. Dürüst ve adil bir şekilde yürütülecek her türlü önergeye, denetime açığız. Peki siz neden reddediyorsunuz? Halkımızın takdirine sunuyorum…”
Önerge TBMM’de gerilime yol açmış. AK Partili Demir, “Belediyecilik şov yapmak ve sahnelerde boy göstermek değildir” demiş. CHP’li Günaydın, “Niye kaçıyorsunuz? Bütün araştırmaları yapalım ki Melih Gökçek ne yapmış ortaya çıksın” diye konuşmuş.
Konu sosyal medyaya da yansıdı. “Yahu konser harcamaları üzerinden muhalefeti suçlayan siz değil misiniz? Kendi teklifinizi niye reddettiniz?” diye soruyor bir yurttaş. “Konser bahane, muhalefete çullanmak şahane… CHP tüm belediyelerin harcamalarının araştırılmasını istedi, AK Parti ve MHP reddetti” yazmış bir diğeri.
TBMM’deki partilerin halkın sorunlarına ne ölçüde eğildiği, ne ölçüde halkın sorunlarının araştırılmasına önem verdiği yüce Meclis’in çalışmaları yakından takip edilerek anlaşılabilir. Ancak günlük koşuşturma ve hayat mücadelesi içinde insanlar buna pek zaman bulamıyor. İktidarın halkın sorunlarına ne ölçüde eğildiğini, bu sorunlara çözümler getirdiğini denetlemek de ağırlıklı olarak muhalefet partilerine düşüyor. Yukarıda söz konusu ettiğim önerge buna bir örnek.
Vatandaşın türlü çeşitli sorunları var. Beklentileri var. İstekleri var. Vatandaş yüce Meclis’te görevlendirdiği milletvekillerinin bu sorunlarının, beklentilerinin, isteklerinin takipçileri olmalarını arzu ediyor. Hak ve menfaatlerini korumak amacıyla araştırmalarda bulunmalarını istiyor. Meclis’teki soru önergeleri, araştırma önergeleri gibi mekanizmalar bu amaçla oluşturulmuş.
Sorgulanmaktan, denetlenmekten, hesap vermekten hoşlanmayan, araştırılmayı sevmeyen bir iktidar var. İktidarın bu tutumu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kaynaklanıyor. Muhalefetin soru önergeleri ve araştırma önergelerinin çoğunun yanıtsız kalması veya gündeme alınmaması, yürütmeye aşırı güç veren, yasamayı ikinci planda tutan bu sistemden ötürü. İktidar milletvekilleri, Beştepe’den gelecek işarete göre tutum alıyorlar, Beştepe’nin gölgesini üzerlerinde hissediyorlar.
Geçmiş dönemlerde de, muhalefetin araştırılmasını istediği konular arasında Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu dikkate alınarak sunulan öneriler vardı. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar konuları vardı. TBMM’de muhalefetin sayısız araştırma, genel görüşme ve soru önergesi iktidar engellemesine takılmıştı. Bu tutum devam ediyor. İktidarın kendisine yapılan uyarıları dikkate almamasının, umursamamasının bedelini insanlarımız ödüyor. Vatandaşlarımızın beklentilerini, isteklerini yansıtan pek çok önerge TBMM’de bu ikili tarafından reddediliyor. Bu ikili, halkın yararına olan önergelere karşı duyarsız, ilgisiz, mesafeli olduğunu Meclis’teki çalışmalarda takındığı tutum ile sergiliyor. Partilerinin bu konularda AKP ile birlikte hareket etmesini eminim pek çok MHP’li içine sindiremiyor, ancak parti disiplini gereği ses çıkarmıyor.
Öte yandan, iktidarın 31 Mart’tan bu yana CHP Belediyelerine yönelik itibarsızlaştırma, baskı altına alma ve sindirme politikası izlediği, bu belediyeler üzerinden CHP’yi yıpratma stratejisi uyguladığı görülmekte. Bu ortamda iktidara karşı ulusal ve yerel alanlarda daha etkili muhalefet stratejileri geliştirilmesi gerektiği fikri bu çerçevede dile getirilmekte.
Bu tür görüş sahiplerinden yerel yönetimler üzerine çalışmaları bulunan, eski Çevre Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış der ki:
“CHP’nin, ulusal politikalar ve CHP’li belediyelerin kent yönetimi konusunda daha etkili olması gerekir. Toplumu ikna edici somut projeler geliştirmesi gerekir. CHP’nin ulusal politika geliştirme çalışmaları kısaca ‘anti AKP’ ya da ‘eleştiri AKP’ şeklinde özetlenebilir. Her ulusal sorun konusunda toplumu etkileyici fikirler ve öneriler geliştirilmesi gerekir. Belediyelere gelince… İzlenen politikalar ‘AKP kopyacılığı ve ‘ağırlıklı sosyal belediyecilik’ olarak isimlendirilebilir. Bunlar yeterli değil. Kentsel büyümenin denetimi, planlaması, yönetimi ve altyapı stokundaki eksiklik ve aksamaların giderilmesi yolunda projeler geliştirilmeli. Dirençli kent, akıllı kent kavramları bu konuda yol gösterici olabilir. Bunlar yapılmıyor. İzlenecek yol kısaca ve şematik olarak şöyle ifade edilebilir: vizyon- misyon-strateji-politika- eylem planı (finans, personel ve zamanlama olarak)…”
AKP uzun yıllardır iktidar partisi olma sonucu metal yorgunluğu içinde görülmekte. Hesap vermekten kaçınmakta. Ülke gündemindeki kritik sorunlara çözüm getirmekte zorlanmakta. Bu sorunlara getirilebilecek çözümler konusunda parti içindeki farklı görüşler ve Külliye’deki kimi danışmanların tutumları post-Erdoğan döneminde yaşanacakların ayak sesleri olarak değerlendirmek gerekir. Keza, MHP içinde zoraki Cumhur İttifakı’ndan duyulan hoşnutsuzluk, İttifak’ın Erdoğan ile Bahçeli’nin liderlikleri sayesinde ayakta durabildiğini göstermekte. Post-Bahçeli döneminde MHP bütünlüğünü koruyacak olmakla beraber, böyle zoraki bir birliktelik beklenmemeli.
Bu koşullarda iktidara talip gençleşmiş, yenilenmiş CHP’nin muhalefette benimseyeceği siyasi strateji çok önemli. Öncelikle parti içi bütünlüğe gölge düşürebilecek eylem ve söylemlerden kaçınılmalı. Günübirlik, günü kurtarmaya yönelik politikalardan ziyade, iktidarın durumunu, zafiyetlerini de dikkate alan, siyasi strateji açısından düşünülmüş, taşınılmış, seçmenin güvenini kazanacak bir muhalefet tarzı benimsenmeli. Ülkenin önündeki iç ve dış sorunları sırtlayabilecek, çözüm getirebilecek bir parti olduğu izlenimi seçmene verilmeli.
Önümüzdeki süreçte izlenecek siyasi stratejinin belirlenmesine katkıda bulunacak donanımlı kadrolar parti içinde ve çevresinde ziyadesiyle mevcut. Bu kadrolardan en iyi şekilde yararlanılmalı.