Açar kapıyı giderim.
Kim kapadı ki?
Gidilecek yere varınca kapıyı içeriden kapatacak mıyım?
En iyisi kapı nedir diye sormalı kendi kendime.
Kapı açmak için midir, kapamak için mi?
İçeride misiniz dışarıda mı?
Kapı üstünüze mi kapandı, yoksa siz başkasının yüzüne mi kapadınız?
Çıkmak için mi kullanılır kapı, girmek için mi?
A için kapalı olan kapı B için açık olabilir mi?
Aynı anda A için açık olan kapı B için kapalı ise kapı açık mıdır kapalı mıdır?
Daha yüzlerce soruyu sıralayabiliriz ve yine de Aşık Veysel’in vardığı berraklığa varabilmek bir hayli zor.
İki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece demişti ya Aşık Veysel.
Hadi bakalım açmak için mi gidiyoruz kapıları kapamak için mi yoksa?
Yüzlerce hatta binlerce kapıdan geçmiştir her bir insan da eşiği geçmek nedir diye ancak birkaç tanesi kafa yormuştur.
Kapısı olmayan bir evin kapısı gerçekten yok mudur?
Hangi ovanın kapısı var ki ya da hangi dağın?
Denizin kapısı var mıdır, varsa ne renktir o da deniz gibi mavi midir?
Beter bir soru da okul kapıları çocuklara mı açıktır öğretmenlere mi?
Kim öğretmendir kapısı çocukların üstüne kapanan okullarda?
Okul kapısı çocuklara mı açılır ufuklara mı?
Ufukların kapısı var mıdır?
Yaman bir sorudur ufukların kapısı ve Kaf Dağı’nın kapısı.
Metafizik bir kavramdır kapı be insanlar ve bilin ki metafizik olmasaydı fizik asla ve katiyen olamazdı.
Kaf Dağı’nın ardı da metafizik bir dağ ardıdır ve ütopya dersem ola ki kızan öfkelenen çıkar.
O halde Kaf Dağı’nın ardı diyorum ve yürüyorum bilmediğiniz/bilmediğim yolları/yollarda/ yollara…