Fuad Safarov, Moskova
Rus Senatör Aleksey Puşkov, uluslararası alanda 3. Dünya Savaşı’nın başlamasına yakın bir durumun oluştuğunu, şu anda yaşananların ABD ile Sovyetler Birliği’ni nükleer savaşın eşiğine getiren Küba krizine benzediğini söyledi.
Tsargrad TV sitesine konuşan Rusya Federasyon Konseyi (Senato) Enformasyon Politikası Komisyonu Başkanı Puşkov, muhabirin “3. Dünya Savaşı’na yakın bir durumda mıyız?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Gerçekten çok yakınız. 1962’deki Küba Füze Krizi’nin yeni bir versiyonuna doğru ilerlediğimize inanıyorum. Fakat o dönem sadece iki devlet, Sovyetler Birliği ve ABD krize dahil olmuştu, Küba, faal bir katılımcı değildi. Sovyet lideri Nikita Kruşçev ile ABD Başkanı John F. Kennedy arasında herkesin işine yarayacak bir anlaşmaya varıldı ve yollarımız ayrıldı. Ancak 2-3 gün boyunca dünya nükleer savaşın eşiğine gelmişti.”
“Şimdi, Orta Doğu ülkelerine kadar çok sayıda devletin dahil olduğu yeni bir Küba krizine doğru ilerliyoruz” diyen Puşkov, “Ekonomiyle ilgili konular veya örneğin Avrupa’ya, oradan da Ukrayna’ya gidebilecek veya gitmeyebilecek silah sevkiyatla ilgili konular var” diye devam etti.
Puşkov, günümüzde yaşanan krizin özünde Rusya ile Batı arasındaki çatışmanın bulunduğunu söyledi.
Küresel savaşa Türkiye’nin dahil olduğunu öne süren Rus Senatör, “Rusya’ya yardım etmesin diye Amerikalılar tarafından tehdit edilen Çin gibi birçok ülke de bu çatışmaya dahil oluyor. Türkiye de dahil. NATO üyesi olmayan diğer birçok devlet de dahil. Bu da durumu çok zorlaştırıyor” dedi.
Puşkov, “Peki neden yeni bir Küba krizine doğru ilerleyebileceğimiz gerçeğinden bahsediyorum? Çünkü şu anda Rusya ve ABD arasında NATO’nun katılımıyla askeri temasın gerçekleşebileceği birkaç nokta var. Eğer NATO birlikleri ortaya çıkarsa bu noktalar Karadeniz ve Ukrayna toprakları olur. İşte bu iki bölgede tehlike söz konusu” diye konuştu.
Küba krizi
Dünyayı yöneten iki süper güç olan ABD ile Sovyetler Birliği’ni savaşın eşiğine kadar getiren krizin merkezinde Küba bulunuyordu. ABD’nin Küba lideri Fidel Castro’yu devirmekte kararlı olması üzerine Sovyetler Birliği destek amacıyla 1962 yılında Ada’ya füzeler yerleştirdi.
Dünyanın soluğunu keserek izlediği füze krizinden doğrudan etkilenen ülkelerden biri de Türkiye’ydi çünkü 1961 yılında Türk topraklarına Amerikan Jüpiter füzeleri yerleştirilmişti. İki süper gücün nükleer savaşın eşiğine gelmesi üzerine perde arkasında yoğun bir diplomatik pazarlık yaşandı. Moskova’yı son derece rahatsız eden Jüpiter füzeleri nedeniyle Türkiye de pazarlığın merkezindeki ülkelerden biriydi. Sonuçta Sovyetler Birliği Küba’daki füzelerini çekme kararı aldı, bunun üzerine Mart 1963’te de ABD, Türkiye’deki füzelerini söktü ve kriz son buldu. Gergin sürecin savaşsız atlatılması iki süper güç arasında bir yumuşama döneminin başlamasına kapıyı açtı.